7. Sınıf: Sosyal Bilgiler - 5. Ünite : Üretim, Dağıtım ve Tüketim - Topraktan Üretir, Toprağı Yönetiriz - Test Çöz
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Tımar sistemi sayesinde Osmanlı Devleti topraklarını düzenli ve verimli bir şekilde kullanıyordu. Ayrıca savunma harcamalarını da bu sistem sayesinde karşılamaktaydı.
Hititlerde uygulanan toprak sisteminin benzeri olan ikta sistemi daha sonra Abbasi, Emevi ve Büyük Selçuklu gibi devletlerde de uygulanmıştır. Türkiye Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat bu sistem ile sayısı 100.000’i bulan bir ordu kurmuştu. Bu askerler devlete ait topraklar üzerinden elde edilen vergilerin geliri ile geçiniyorlardı. Bunun karşılığı olarak da bu topraklardaki tarımsal faaliyetlerin devamlılığını sağlıyorlar, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı her an savaşa hazır durumda sınırlarda bekliyorlardı. Türkiye Selçuklularının uyguladığı ikta sistemi Osmanlı tımar sisteminin esasını teşkil etmiş ve sistem XIX. yüzyıla kadar uygulanmıştır.
Metinde verilen bilgilere göre;
I. Devletler toprak yönetimi konusunda birbirlerini etkilemiştir.
II. Toprak yönetimi, bazı devletlerin ekonomik ve askeri gücünü şekillendirmiştir.
III. İkta ve tımar sistemi ile devletin güvenliği sağlanmaya çalışılmıştır.
GAP’ın temel hedefleri; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sahip olduğu kaynakları değerlendirerek kırsal alandaki verimliliği artırmak, yöre halkının gelir düzeyi ile yaşam standardını geliştirmektir. GAP ile Fırat-Dicle Havzası ile yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ilin su ve toprak kaynakları geliştirilecek, bölgeye birçok alanda kazanç sağlanacaktır.
Büyük Selçuklu Devleti eyaletlere bir anlamda ülkenin tahıl deposu gözüyle bakıyordu. Eyalet topraklarını köylü ekip biçer ve hububat üretir, devlet de bu topraklardan hem ikta vergisi tahsil eder hem de ülkenin tahıl ihtiyacını karşılardı. İkta aslında sadece bir vergi sistemi değildi. Nizâmülmülk Orta Çağ İslam dünyasında uygulanmakta olan bu sistem üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Iktaların bazılarını askerî kaynağa dönüştürerek toprağa bağlı bir ordu sistemi geliştirmiştir.
Osmanlı Devleti, Tımar Sistemi ile devlet hâzinesinden para çıkmadan Osmanlı ordusunun eyaletlerdeki en kalabalık grubu olan ordu sistemi kurmuş oluyordu. Diğer yandan da tarım arazilerinin boş kalmamasını sağlayarak üretimde süreklilik sağlanıyor, köylünün toprağı işlemesiyle olası göçler engelleniyordu. Bir yandan da toprak gelirleri üzerinden memur maaşları karşılanmış oluyor, vergiler düzenli toplanıyordu.
Osmanlı mali sisteminde devletin tarımdan elde edeceği gelirin büyük bir kısmı tımar kesimi içerisinde belli gider alanlarına ayrılıyordu. Buna göre devlet hâzineden doğrudan para ödemek yerine ziraattan alacağı vergiyi, kendisi araya girmeden, doğrudan doğruya büyük bir kısmı asker olan tımar sahiplerine bırakıyordu.
Toprağa dayalı ekonomi denilince ilk önce akla gelen tarımsal faaliyetlerdir.
Osmanlı’da büyük oranda toprağın mülkiyeti devlete, kullanma hakkı ise köylülere aitti. Köydeki her bir aileye bir çift öküzün sürebileceği bir arazi verilmekteydi. Köylüler dirlik sahibine çift vergisi öderler, ellerinde tuttukları topraklarda tarım ve hayvancılık yaparlar elde ettikleri gelirin bir kısmını yine dirlik sahiplerine öderlerdi. Köylüler toprağı üç yıl üst üste ekmezse elinden toprak alınır ve ceza olarak çift bozan vergisi öderdi.
Buna göre;
I. Üretimde devamlılık istendiğine
II. Köylünün işlediği toprağı alıp satabildiğine
III. Özel mülkiyetin olmadığına