Genel Tekrar - 2

Osmanlının büyümesine etki eden birçok faktör bulunmaktadır.

Sümerler yaşadıkları yerlerde bulunan bitkileri kullanarak yazı yazmak için kamışı kalem (stylus) olarak kullanmışlar ve yazı
yazılacak zemin olarak da kil tabletler yapmışlardır.

Mısırlılar kâğıt yapmak için papirüs denilen bitkileri kullanmışlar.

Bergamalılar kâğıt olarak parşömen adını verdikleri keçi vb. hayvanların derilerini kullanmışlardır.

Asurlar, Mısırlılar ve Bergamalılar yaptıkları kütüphanelerde belgeleri saklamışlardır.

Çinliler dut ağacından kâğıt yapmışlar, mürekkep ve matbaayı icat etmişlerdir.

Bilimsel alanda yapılan çalışmalar geleceğin şekillenmesini sağlar. Her yenilik suya atılan bir taşın oluşturduğu halkalar gibi genişler ve geleceğe katkı sağlar.

Eğimin az olduğu düz, verimli alanlar toprağın ekilip biçilmesine ve biçerdöver gibi araçların kullanımına uygundur. Bu nedenle böyle yerler yerleşmeye uygun alanlar arasında yer almaktadır.

Coğrafi Keşifler sonrasında Dünya'nın yuvarlak olduğunun ispatlanması Avrupa’da kiliseye ve din adamlarına olan güvenin
azalmasına neden oldu. Aynı zamanda keşfedilen yerlerde bulunan değerli madenlerin taşınması ile zenginleşen Avrupalıların bilim, kültür ve sanata olan ilgileri arttı. Bu ilgi Avrupa’da Rönesans’ın doğmasına neden oldu. Sonrasında dinde düzenleme anlamına gelen Reform Hareketleri meydana geldi. Kilisenin halk üzerindeki etkisi azaldı. Bilim ve deney önem kazandı. Aydınlanma Çağı ile yeni buluşların önü açıldı. Buhar gücünün makinelerde kullanılması ile Avrupa’da fabrikaların çarkları
daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde dönmeye başladı. Osmanlı Devleti’nde ise üretim hâla el tezgâhlarında yapılmaktaydı.
Ucuz Avrupa ürünlerinin Osmanlı pazarına girmesi ile yerli esnaf kepenk kapattı.

Avrupa’da yaşanan bu gelişmeler ile ilgili;

I. Kilisenin otoritesi azalmıştır.
II. Birbirini etkileyen gelişmeler yaşanmıştır.
III. Avrupa ekonomik olarak olumlu etkilenirken Osmanlı ise ekonomik kayıplar yaşamıştır, 

Fransız Yurttaş ve insan Hakları Bildirisi’nde “Düşüncelerin ve inançların özgürce ifade edilmesi insanın en değerli haklarındandır. Bu nedenle her yurttaş serbestçe konuşabilir, yazabilir ve yazdıklarını yayınlayabilir.” denilmektedir.

“Türkiye İstatistik Kurumu” (TÜİK) tarafından yapılan nüfus sayımları sırasında nüfusumuzun özellikleri de tespit edilir.

Duygu, düşünce ve bilgilerin akla gelebilen her türlü yolla başkalarına aktarılması iletişim olarak tanımlanmaktadır.