10. Sınıf: Felsefe - 7. Ünite : Din Felsefesi - Din Felsefesi - Ünite Tekrar Testi - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Thomas Huxley ve H. Spencer'ın da temsilcisi olduğu bu
anlayışa göre, Tanrı'nın varlığını dile getiren önermeler,
doğruluğu deneyle denetlenmediği sürece anlamsızdır.
Aynı şekilde Tanrı'nın yokluğunu dile getiren önermeler de
bu durumdadır. Sonuç olarak Tanrı için ne var denilebilir ne
de yok denilebilir.
Evren ile Tanrı bir ve aynıdır. Her şey Tanrı'dır, Tanrı da her
şeydir. Tanrı, doğadan ayrı olan ve evrenin üzerinde doğal
olmayan bir biçimde etkide bulunan bir varlık değil, evrenin
kendisidir.
Nietzsche'ye göre, insan gücünün değerinden, insan için
özgürlükten söz edilebilecekse, her şeyin sahibi olan bir
varlığın var olmaması gerekir.
ilk neden kanıtı olarak da bilinen bu kanıt, nedensellik ilkesine
dayanır. Bu anlayışa göre, hiçbir şey nedensiz değildir
ve bu nedenler sinsilesi bir ilk nedene ulaşır. Bu kendi kendinin
nedeni olan, hareket etmeyen ama hareket ettiren ilk
neden de Tanrı'dır.
- Dinsel bakımdan saygıyı gerektiren yer ya da varlıklar.
- Tanrı'nın bütün yarattıklarına verdiği, kendisini bilip tanıyacak, idrak edecek kabiliyet
- Dinin inanılmasını istediği doğrulara inanma
İslamiyette Kur'an'ın bir Tanrı kelâmı olarak kabul edilmesi;
Yahudilikte On Emir; Hristiyanlıkta ise teslis birer dogmadır.
Evreni evrene dayanarak açıklamaya çalışan ateizmin tarihi
çok eskidir. İlk Çağ'da Epiküros ve Lucretus önde gelen
Yunan'lı ateistlerdir. Fakat İlk Çağ'da görülen ateizm ile Orta
Çağ ve Yeni Çağ'da görülen ateizm çok farklıdır. Bilimlerin
ve tekniğin gelişmesine paralel olarak kanıtlar da düşünceler
de değişmekte ve gelişmektedir. Nitekim, ateizm 18.
yüzyılda en çok Fransız maddecileri tarafından geliştirilmiştir.
Genel olarak dinlerin çoğunluğu, merkezinde Tanrı'nın olduğu
bir inanç sistemi olarak ortaya çıkarlar. Bu sistemde
Tanrı tarafından gönderildiğine inanılan belli doğrular vardır.
Tek tek dinler veya onların sözcükleri, söz konusu doğrulardan
hareketle bu kavramlara ilişkin soruları yanıtlarlar.
İşte tam da bu noktada din felsefesi için bu kavramlardan
her biri bir sorundur, inanmanın ne olduğunu, inanan kaynaklarının
neler olduğu, dinsel yaşantının ne olduğu din felsefesi
için çözümlenmesi gereken sorunlardandır. Bunların
dışında da din felsefesinin çözümlenmesi gereken soruları
vardır.
İnsanın eylemlerinin önceden belirlendiğini ileri süren dini
iddia ile insanın eylemlerinde özgür olduğunu ileri süren dini
iddia aynı anda savunulamaz.
Cevher kendi kendine var olandır. Bu anlamda yalnız Tanrı
cevherdir. Diğer bütün varlıklar bu cevherden çıkmışlardır.
Çünkü onlar kendi başlarına var olamazlar. Bu cevhere Tanrı
veya doğa denilmesi aynı şeydir. Bu durumda yaratma,
varlık nedeni ve sebep olma gibi Tanrı'ya yüklenilen hiçbir
nitelik, söz konusu değildir.