Ünite Tekrar Testleri - 1

Atay, 1970 yılında yazdığı bu romanında bireyin iç dünyasındaki problemleri, çevresiyle uyumsuzluğunu anlatmış; bugün daha da büyük bir ilgiyle okunmaya devam ediyor.

Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim  hayatımı. Küçük dertler yüzünden harcamış olmak istemezdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim. Üstelik bazı şeylerin, mesela zavallı milletimin farkına varmaya başlıyordum. Ben de bir eski zaman piyesi olsaydım. Modern oyunların modern kahramanları gibi silik bir hayat yaşamasaydım. Belki de işi başından yanlış tuttum. Bence keman dersleri almaya devam etmeliydim. Başımdan büyük işlere giriştim. Gülünç olma pahasına, kendime göre çok ciddi işlere giriştim. (...)

Başkahraman iç dünyasına çekilmiş, eylemlerinde pasifleşmiştir. Olay ve durumlar neden - sonuç ilişkisine bağlı değildir. Gerçeklik kavramı karmaşıktır.

Gözleri donuverdi. Baktım ses soluk yok. Çocuk kucağında. Baktım ses soluk yok. Güneş tepeme işlemiş. Bir hoş oldum. Gerisini bilmiyorum. Kendime geldim ki ne göreyim, tozun toprağın içine belenmişim. Her yanım sızlıyor. Atı, arabayı koydunsa bul. Seğirttim şimdi. Sarı sıcağın altında... Beygirler, dedim, ya götürüp bir dereden yuvarladılarsa? Dirisi gün görmedi... Ölüsü, dedim, ölüsü olmasın irezil.

Totaliter ve baskıcı bir iktidarın kontrolünde olan Okyanusya toplumu anlatılır. Toplum parti ve onun lideri Büyük Birader’in diktatörlüğünde sınıflara ayrılmıştır. Hiyerarşik sınıflamada ortalarda yer alan bir memur romanın başkahramanıdır. Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan dış parti üyesi Winston Smith’in gözünden baskı altında yaşayan Okyanusya toplumu gözler önüne serilir.

Cumhuriyet öncesi siyasi ve sosyal olayları konu alan Üç İstanbul, sanatçının roman türünde yazdığı tek eserdir. İlkel tesadüfler, durmadan veremden ölmeler, kaldırılan cenazeler, gereksiz ayrıntılar, süslü ifadeler romanın eleştirilen yanlarıdır. Bununla birlikte üç ayrı dönemin toplum gerçeğini yansıtması, Adnan’la Belkıs gibi unutulmaz iki roman kişisi yaratması bakımından bugün de ilgiyle okunmaktadır.

1932 yılında yayımlanan ve olumlu olumsuz pek çok eleştiriye hedef olan --- yazar, Türk okuyucusunun yabancı olduğu bir konuya el atmıştır: aydın-köylü çatışması. O zamana kadar birkaç romanda sözü edilen köylü ve köy olgusu bu romanda tüm gerçekliğiyle ortaya çıkar. Porsuk köyü insanlarının Millî Mücadele’ye bakışı ve Ahmet Celal’in bunlarla mücadelesi anlatılır.

Amerikan realist edebiyatının önde gelen yazarı John  Steinbeck’in en çok tanınan ve okunan yapıtlarındandır. Romanda, zeki bir adam olan George Milton ile güçlü kuvvetli fakat akli dengesi bozuk olan Lennie Small’in Amerikan taşrasında yaşadığı insanlık serüveni anlatılır. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Bu eserde sadece insanın insanla ilişkisi değil insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkiler de anlatılır.