11. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyatı - 7. Ünite: Roman - Ünite Tekrar Testleri Test Soruları - Test Çöz- 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Kazanım Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
1950’li yıllarda. Köy Enstitülerinde yetişen yazarlar köy ve kasaba romanlarını yayımlamaya başlamışlardır. Genellikle toplumcu gerçekçi eğilime sahip bu romancılar eserlerinde şehir hayatına yabancı insanları, işçi-işveren ilişkilerini, gurbetçileri, köy ve köy sorunlarını konu edinmişlerdir.
Cumhuriyet Dönemi yazarları 1940’lı yıllarda olgunlaşmaya başlamıştır. 1923-1940 arasında daha önceki yıllarda yazan romancılar yazmaya devam etmişlerdir. Ancak bu yazarlardan kimileri kendi dönemlerindeki sanat anlayışını sürdürdüklerinden, onlara Cumhuriyet Dönemi yazarları arasında yer verilmemiştir. Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi bu yazarlar arasında adları ilk akla gelenlerdir. Millî Edebiyat Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne geçerek olgun roman örneklerini bu yıllarda veren yazarlar ise bu dönemin ilk yıllarının yazarları olarak değerlendirilmiştir.
Oğuz Atay’ın tüm romanlarını herkes okumak istiyor ama oturup da bir türlü okumuyor.
Rus edebiyatının tanınmış romanlarından olan bu eserinde Tolstoy, kişileri tek tek ruhsal açıdan incelemiş, romanına psikolojik boyut kazandırmıştır. Sekiz bölümden oluşan romanda karakterlerin hayatı ve aralarındaki ilişkiler derinlemesine verilir. Ön planda dürüst bir evliliğin getirdiği mutlulukla evlilikteki yasak aşkın yol açtığı yıkım anlatılırken arka planda da 19. yy. Rusya toplumuna, yaşam tarzına, eğitim sorunlarına, şehirler arası farklara, aile yapılarına, kadınların haklarına, köy hayatına değin pek çok şey hakkında gerçekçi malumatlar yer alır.
Rus edebiyatının tanınmış romanlarından olan bu eserinde Tolstoy, kişileri tek tek ruhsal açıdan incelemiş, romanına psikolojik boyut kazandırmıştır. Sekiz bölümden oluşan romanda karakterlerin hayatı ve aralarındaki ilişkiler derinlemesine verilir. Ön planda dürüst bir evliliğin getirdiği mutlulukla evlilikteki yasak aşkın yol açtığı yıkım anlatılırken arka planda da 19. yy. Rusya toplumuna, yaşam tarzına, eğitim sorunlarına, şehirler arası farklara, aile yapılarına, kadınların haklarına, köy hayatına değin pek çok şey hakkında gerçekçi malumatlar yer alır.
J.J. Rousseau gibi çağının en büyük romancısı olan Tolstoy da insanların ahlakını bozan sanata düşmandı.
Fahim Bey ve Biz, 1941 de İstanbul’da yayımlandı; Türkiye’nin günümüz edebiyat ürünleri arasında orijinal bir eser olarak dikkati çekti. Alışılmış manada ne bir hikâye ne de bir roman olan Fahim Bey ve Biz, dış olayı az bir hayat hikâyesidir. Eserde garip tabiatlı, sempatik kahraman Fahim Bey’in içinden geçen ruh olayları bile çevresinde yarattığı reaksiyonlar, yansımalar hâlinde verilir. Kitabın sanat değeri; asıl olarak akıl ermez bir insan olan Fahim Bey hakkında hüküm veren çeşitli anlayışlara sahip kimselerin birbirine aykırı, karışık görüş ve kanaatlerinin karşılaştırılmasındadır.
(I) Aganta Burina Burinatay'la yazar, deniz insanını Türk edebiyatına getirmiştir. (II) Bu romanda, Mahmut adlı bir denizcinin etrafındaki insanların denize bağlı yaşamlarına ilişkin gözlemleri ile onun denize olan sevgisinin yavaş yavaş ölümcül bir tutkuya dönüşmesi konu edilmiştir. (III) Mahmut'un annesinin ve babasının birinci dereceden tüm akrabaları denizde boğularak ölmüşlerdir. (IV) Aslında roman anlatıcısı Mahmut’un gözlemlediği ve hissettiğine göre ne kadar şikâyet ederlerse etsinler denizcilerin başka türlü bir ölüm hayalleri yokdur. (V) Mahmut’un denizden uzak kalması ve denizci olmaması için babası çok çaba harcar.
(I) Aganta Burina Burinatay'la yazar, deniz insanını Türk edebiyatına getirmiştir. (II) Bu romanda, Mahmut adlı bir denizcinin etrafındaki insanların denize bağlı yaşamlarına ilişkin gözlemleri ile onun denize olan sevgisinin yavaş yavaş ölümcül bir tutkuya dönüşmesi konu edilmiştir. (III) Mahmut'un annesinin ve babasının birinci dereceden tüm akrabaları denizde boğularak ölmüşlerdir. (IV) Aslında roman anlatıcısı Mahmut’un gözlemlediği ve hissettiğine göre ne kadar şikâyet ederlerse etsinler denizcilerin başka türlü bir ölüm hayalleri yokdur. (V) Mahmut’un denizden uzak kalması ve denizci olmaması için babası çok çaba harcar.
(I) Aganta Burina Burinatay'la yazar, deniz insanını Türk edebiyatına getirmiştir. (II) Bu romanda, Mahmut adlı bir denizcinin etrafındaki insanların denize bağlı yaşamlarına ilişkin gözlemleri ile onun denize olan sevgisinin yavaş yavaş ölümcül bir tutkuya dönüşmesi konu edilmiştir. (III) Mahmut'un annesinin ve babasının birinci dereceden tüm akrabaları denizde boğularak ölmüşlerdir. (IV) Aslında roman anlatıcısı Mahmut’un gözlemlediği ve hissettiğine göre ne kadar şikâyet ederlerse etsinler denizcilerin başka türlü bir ölüm hayalleri yokdur. (V) Mahmut’un denizden uzak kalması ve denizci olmaması için babası çok çaba harcar.