8 Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 3. Ünite : Din ve Hayat - Din ve Hayat - Ünite Tekrar Testleri
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Dinî inanca sahip bir kimse, davranışlarında kontrollüdür.
Bütün davranışlarının Allah tarafından görüldüğünü,
iyi davranışlarının ödüllendirileceğini, kötü
davranışlarının ise cezalandırılacağını bilir. Bu bilinçle
davranışlarına yön verir. Böylelikle içinde yaşamış
olduğu toplumda sevilen güzel bir insan olur.
İnsandaki inanma ihtiyacı fıtridir. Bu durum Peygamberimizin bir hadisinde “Dünya’ya gelen her insan fıtrat üzere
(tek olan Allah’a inanma eğiliminde) doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hıristiyan ya da Mecusi yapar.” şeklinde dile getirilmektedir.
Bu metinden hareketle,
I. İnsan tevhid inancını benimsemeye yatkın olarak yaratılmıştır.
II. İnsan doğduğu din üzerine ölür.
III. İnsan inanç konusunda çevresinden etkilenmektedir.
• Ben kimim?
• Niçin var edildim?
• Bu mükemmel düzeni kim sağlıyor?
• Bu varlıkların sonu ne olacak?
İslam dininin temeli tevhid inancına dayanmaktadır. Bu inancın gereği olarak kişi Allah’ın varlığına ve birliğine inanmalı
ve hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah’a kulluk etmelidir. İslam dini, insanlardan hayatın her alanında
tevhid inancına uygun davranışlar içerisinde olunmasını istemiştir.
Çeşitli sıkıntıları olan insanlarla yan yana durup
namaz kılan Müslümanların, yanındaki din kardeşlerinin
bu problemleri karşısında duyarsız kalması
beklenemez. Tuttukları oruçla açlık derecesinde bir
hayat süren insanların hâlini anlayan Müslümanlar,
elbette bu durumdaki insanları düşünme ve onlara
yardım elini uzatma bilinci kazanacaktır. Ayrıca
zekât ve fıtır sadakası gibi ibadetlerle Müslümanlar,
sosyal yardımlaşma ve dayanışma bilincine sahip
olmaktadır.
Din, evrensel özelliklere sahip bir kurumdur. Evrensellik,
zaman ve mekâna bağlı olmaksızın her
zaman ve mekânda insanların sahip olduğu ortak
değerleri ifade eden bir kavramdır. Bu bağlamda
iyilik doğruluk, dürüstlük, merhamet, hak ve adalet
kavramları bütün dinlerde var olan vazgeçilmez
evrensel değerlerdir. Din, insanların huzur ve barış
içerisinde yaşamaları için bu evrensel değerlerin birer
yaşam prensibi hâline getirilmesini ister.
Yapılan araştırmalarda suç kapsamına giren davranışların
yoğun olduğu toplumların genellikle inançsız
ya da inanç konusunda zayıf oldukları tespit
edilmiştir. Buna karşın dinî inancın yaygın olduğu
toplumlarda ise bu tür davranışların daha az olduğu
gözlemlenmiştir. Yapılan bu araştırmalar, Allah
inancının insanın kalbindeki boşlukları doldurduğu
için, kişinin iç dünyasında yanlışa iten güdüleri
azalttığı ve iç huzuru sağlayıp doğru davranışlara
yönelttiği düşüncesini desteklemektedir.
“Dünyayı dolaşınız; duvarsız, edebiyatsız, kanunsuz, servetsiz şehirler bulacaksınız. Fakat mabetsiz ve mabutsuz bir
şehir bulamayacaksınız.”
I. İnsanları dünya ve ahirette mutlu olmaya yöneltir.
II. İnsanın dünya hayatına ne derece önem vermesi gerektiğini belirterek hayatını anlamlandırır.
III. İnsanın yaşadığı olumsuzluklar karşısında mücadeleyi bırakmadan hayatına devam etmesine yardımcı olur.
IV. Toplum hayatındaki olumsuz durumlardan etkilenmemesi için insanı bireysel bir hayat yaşamaya yönlendirir.
İnsanlık tarihi boyunca dinin var olmadığı bir topluluk görülmemiştir. Amerika’daki İnka Uygarlığı’ndan Afrika’nın
balta girmemiş ormanlarındaki kabilelerine kadar bütün toplumlar bir dine inanmıştır. Ünlü bir sosyolog, bu gerçeği
şu şekilde ifade etmiştir: “Din ihtiyacı insanlıkla kardeştir. Mağaralarda yaşayan insanlarda bile bu gereksinim vardır.
Geçmiş zamana ne kadar gidersek gidelim, dinsiz bir ulusun yaşadığına tanık olamıyoruz.”