Ünite Tekrar Testleri - 3

Hz. Peygamber’in kişisel özelliklerinden biri de son
derece cesur olmasıdır. O, en zor ve sıkıntılı anlarda
bile cesaretinden bir şey kaybetmemiş, endişeye
kapılmadan sakin bir şekilde hareket etmiştir.

“Allah yolunda bana yapılan eziyet kadar kimseye
eziyet yapılmamıştır. Kimse benim kadar baskıya
maruz kalmamıştır. Öyle bir otuz gün ve gece geçirdim
ki benim ve Bilal’in yanında yiyecek hiç bir şey
kalmamıştır.”

Hz. Muhammed (s.a.v.) tebliğ sürecinin her anında
kararlılığını korumuştur. İki büyük destekçisi eşi Hz.
Hatice ve amcası Ebu Talib’i kaybetmenin üzüntüsünü
üzerinden atamamışken tebliğ için gittiği Taif’te
son derece kötü karşılanmıştır. O, burada taşlanmasına
ve ayaklarının kanlar içinde kalmasına
rağmen ümitsizliğe kapılmamış ve davası uğruna
vermiş olduğu mücadeleden asla vazgeçmemiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) insanları Allah’ın dinine davet
etmeye başladığı ilk günden görevinin son anına
kadar kararlılığını devam ettirmiştir. O, yoluna çıkarılan
büyük engellere rağmen hak ve hakikat uğruna
her zaman cesur ve yürekli davranmış, tevhid inancını
inanlara ulaştırmak için en büyük fedakârlıkları
göstermiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.), Hendek Savaşı’nda uygulanacak savaş taktiğini belirlemek maksadıyla bazı arkadaşlarıyla
toplantı yapmıştır. Yapılan toplantıda Selman Farisi’nin şehrin etrafına hendek kazma fikri kabul görmüş ve savaşın
kazanılmasında bu taktik ve stratejinin büyük etkisi olmuştur.

Huneyn Savaşı sırasında İslam ordusu büyük bir topluluk hâlinde yola çıkmıştı. Bu görüntü pek çok kimsede kendilerine
olan güveni artırmıştı. Savaş başladığında ise Müslümanlar sayılarının çokluğuna rağmen neredeyse bozguna
uğrayacaktı. Düşman okçularının ani saldırısı karşısında Müslümanlar dar bir vadiye sıkışmışlardı. Ordunun
komutanı olan Hz. Muhammed (s.a.v.), sıkıntı dolu anların yaşandığı bir saldırı karşısında yanında kalan az sayıda
Müslümanla düşmana karşı koydu. Hz. Peygamber’in bu örnek duruşunu gören diğer Müslümanlar toparlanarak
düşmanı mağlup ettiler.

Umre yapmak için yola çıkan Müslümanlar Hudeybiye’de müşrikler tarafından durduruldu. Görüşmeler neticesinde
taraflar arasında bir antlaşma yapıldı. Bu antlaşmada yer alan bir maddeye göre Müslümanlar o sene umre yapmadan
geri dönecekti. Bu durumu kabullenemeyen sahabe, Hz. Peygamber’in kurban kesip tıraş olmaları konusundaki
üç kez yaptığı çağrıyı dikkate almamıştır. Bu durumdan haberdar olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.) eşi Ümmü Seleme,
kendisinin kurbanını kesmesini ve tıraş olmasını, bunu gören sahabenin de doğal olarak peygamberlerine uyacaklarını
söyledi. Hz. Peygamber, eşinin bu önerisine uygun hareket etti ve sahabe de onu takip etti.

İslam’ın yayılmasına engel olamayacaklarını anlayan
müşrikler, “Davandan vazgeçersen, seni Mekke’nin
lideri yapalım, para istiyorsan para verelim,
istersen seni Mekke’nin en güzel kadınlarıyla evlendirelim.”
diyerek Allah Resulü’ne teklifte bulundular.
Ancak o, “Bir elime Güneş’i bir elime de Ay’ı verseniz
ben yine de bu davadan vazgeçmem.” diyerek
onların tekliflerini reddetmiştir.

Kararlılık, bir iş ve davranışta büyük bir sabırla gayret
göstermek, bir konuda iyice düşündükten sonra
verilen karardan dönmemektir. Hz. Muhammed
(s.a.v.) her konuda olduğu gibi kararlılık konusunda
da örnek bir insan olmuştur.

Bu yıl üniversite sınavına girecek olan Mehmet hangi üniversite bölümünü tercih edeceği konusunda öğretmenleriyle
fikir alışverişinde bulunmuş ve tercihlerini buna göre belirlemiştir.