8. Sınıf : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi - 4. Ünite : Hz. Muhammed' in Örnekliği - Hz. Muhammed' in Örnekliği - Ünite Tekrar Testleri
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Kureyş suresi, adını ilk ayetinde geçen “kureyş” kelimesinden almıştır.
I. Felya’büdû rabe hâzelbeyt.
II. Ellezî et’amehüm min cûin ve âmenehüm min havf.
III. Li îlâfi Kureyş.
IV. îlâfihim rihleteşşifâi vessayf.
Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisi namaz kıldığında
olabildiğince namazı uzun tutardı. Cemaate namaz
kıldırdığında ise arkada çocuk, hasta ve yaşlı olabileceği
düşüncesiyle namazı fazla uzatmamaya gayret
gösterirdi.
Roma İmparatoru, Hz. Peygamber’in kendisini ve halkını İslam’a davet eden mektubunu aldığında, o sırada ülkesinde
ticaret amacıyla bulunan Ebu Süfyan’ı çağırmış ve kendisine sormuştur: “Peygamberlik iddiasından önce
Muhammed’in hiç yalan söylediğini gördünüz mü?” Ebu Süfyan, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hiç yalan söylemediğini
Kayzer’e söyleyince Kayzer: “Sana onun hiç yalan söyleyip söylemediğini sordum. Sen de söylemediğini ifade ettin.
Eğer o Allah'a karşı yalan konuşmuş olsaydı, eminim ki insanlara yalan söylemekten kaçınmazdı.” der.
Bedir esirleri arasında Hz. Peygamber’in amcası Abbas da bulunmaktaydı. Yakınlarının belirli bir fidye ödemeleri
karşılığında esirlerin serbest bırakılmasına başlanmıştı. Bazı sahabeler Hz. Peygamber’e gelerek amcası Abbas’ın
salıverilmesi teklifinde bulundu. Fakat Allah Resulü bu teklife karşı çıkarak “Hayır, asla böyle bir şey olamaz. Onun
ödemek zorunda olduğu fidyenin tek bir dirhemi bile bağışlanamaz.” buyurdu.
Hz. Peygamber, kendisine kötü davranışlarda bulunan
insanlara karşı kin beslemezdi. O kişilere
beddua etmediği gibi doğru yolu bulmaları için dua
ederdi. İnsanlar kendisini üzmesine rağmen o, bu
kişilere karşı sevgi ve şefkatle yaklaşırdı.
Tolga, lise eğitimini tamamladıktan sonra çalışmasına rağmen üç kez girdiği üniversite sınavında başarılı olamamıştır.
Buna rağmen o üniversite hedefinden vazgeçmemiş, daha dikkatli bir şekilde hazırlanarak girdiği son sınavda
başarılı olarak istediği bölümü kazanmıştır. Tolga, bu başarıyı Hz. Peygamber’in özelliklerinden birinin kendisine
örnek olmasına borçlu olduğunu söylemiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) gençlik yıllarında Mekke’ye
dışarıdan gelenlerin karşılaşacağı haksız uygulamaları
önlemek, onların can ve mal güvenliğini
sağlamak amacıyla kurulmuş olan Hilfü’l-Fudûl (Erdemliler
Birliği) adlı cemiyetin çalışmalarına aktif bir
şekilde katılmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.) insanların sorunlarını sabırla dinler, dertlerine çare bulmaya çalışırdı. Uhud Savaşı’nda babalarını
kaybetmiş olan kız kardeşler Resulallah’a gelerek sıkıntı ve dertlerini anlatmışlardır. Allah Resulü de onları
dinleyerek sorunlarına çözüm bulmuştur.
Mekkelilerin Medine’ye saldıracakları haberini alan Hz. Peygamber, uygulanacak savaş taktiklerini belirlemek amacıyla
ehil ve tecrübeli bazı arkadaşlarıyla bir toplantı yapar. Bu toplantıda dile getirilen diğer görüşlerin yanında İran
asıllı Selman Farisî adlı bir sahabe ülkesinde uygulanan bir savaş taktiğinden bahseder. Bu taktiğe göre Medine’nin
etrafında derin ve geniş hendekler kazılarak şehir savunulacaktır. Bu taktik toplantıda genel kabul görmüş, savaşın
kazanılmasında bu taktik ve stratejinin büyük etkisi olmuştur.