10. Sınıf : Türk Dili ve Edebiyat - 8. Ünite : Haber Metni - Cümle Çeşitleri Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
(I) Flamingolar görsel bir klişe haline gelmiş olsalar da garip bir biçimde hâlâ gizemli olmayı sürdürüyorlar. (II) Meksika’da, Yucatân Yarımadası’nda yaşayan flamingolar üzerinde araştırma yapan Dallas Hayvanat Bahçesi ve Çocuk Akvaryumu küratörü Chris Brown, “Farklı görünüşleriyle tanınmalarına rağmen onlar hakkında fazla bir şey bilmiyoruz.” diyor. (III) Bilim insanları, tek bacak üzerinde durmak gibi en basit alışkanlıkları hakkında bile herhangi bir fikre sahip değiller. (IV) Flamingolar son derece ücra köşelerde yaşıyor ve beslenme alanları taşkına ya da kuraklığa maruz kaldığında da toparlanıp başka yerlere gidiyor. (V) Bu nedenle araştırmacılar, onları sayıp takip etmekte ya da kuraklık, kasırgalar, iklim değişikliği ve kıyılardaki yapılaşma sonucu değişen su seviyelerinden nasıl etkilendiklerini anlamakta zorlanıyor.
Yazınsal yapıtlar, yaşama ayna tutmakla kalmaz, aynı zamanda ona istediği biçimi verir.
(I) Endülüs medeniyetinin yetiştirdiği hukukçu, şair, fakîh, dil bilimci, devlet adamı İbn Hazm’ın yazıp geriye bıraktıklarının 80.000 sayfayı bulduğu rivayet edilir. (II) Lezzet alarak okuduğum nadir kitaplardan olan eseri, yazıldığı orijinal dilinde okumayı çok arzu ederdim. (III) Aşka dair ziyadesiyle yazılıp çizilenlerden oldukça farklı ve tatlı bir üslup ile bildiklerini anlatan büyük üstat bizzat yaşadığı durumları da okura aktarıyor. (IV) Eser, şimdiki İspanya devlet sınırları içindeki Endülüs medeniyetini yerinde görme fırsatını bulmuş biri olarak beni ayrıca etkiledi. (V) Yazıldığı tarihteki gündelik hayatı, çevreyi, insan ilişkilerini, saray hayatını anlatması yönü ile değerli bir tarihçe olarak da okunabilir.
(I) Antakya’yı gezmeye, şehri ve çevreyi en iyi yansıtacağına inandığımız yer olan müzeden başladık. (II) Antakya Müzesi’ndeki mozaiklerin neredeyse tamamı Romalı zenginlerin Harbiye’de yaptırdığı villalardan çıkarılmış. (III) Roma Dönemi’nden bu yana sayfiye yeri olarak kullanılan ve kente yaklaşık 10 km mesafede bulunan Harbiye’deki süslemelerin dışındaki muhtelif mekânlarda yine bu taşın benzerlerine rastlanır. (IV) MS 2-6. yüzyıllara ait bu mozaiklerin ustaları, tessera adı verilen zar şeklindeki renkli taşlardan benzersiz bir sanat üretmişler. (V) Günümüzde de çok değerli olan tesseralar, dünyanın değişik yerlerinde değerli süs eşyalarının üzerinde hayata renk katmaya devam ediyor.
(I) Zambiya’da 14 aslanın elinden kurtulan “Herkül” adlı genç fil ormanın yeni kralı oldu. (II) Geçtiğimiz ay Güney Luangwa Ulusal Parkı’nın ziyaretçileri, bir dişi aslan sürüsünün genç bir file saldırmasına tanık oldu ve bu saldırıyı filme aldı. (III) Safari rehberi Innocent, “Böyle bir şeyi daha önce görmedim fil gözlerimizin önünde öldürüleceği için çok endişelendik ama tam bir savaşçıydı.” diyor. (IV) İnternet'teki videoda aslanların fili nasıl pençelediği ve sıçrayarak nasıl sırtına çıktıkları açıkça gözüküyor, yavru fil de kendini savunmaya ve sayıca epey üstün olan saldırganlardan yakasını kurtarmaya çalışıyor. (V) Mücadelenin sonunda genç fil, ya da turistlerin ve safari rehberlerinin verdiği isimle Herkül, zarar görmeden aslanların elinden kurtuluyor.
(I) Burdur’un Yeşilova ilçesi sınırları içinde yer alan bir doğa harikası Salda Gölü. (II) 1989 yılından bu yana birinci derece doğal sit alanı olan gölün derin mavisini, hayat damarlarından biri olan Düden Çayı’nın üzerine kurulması planlanan sulama göleti tehlikesi bekliyor. (III) Devlet Su İşleri (DSİ), Burdur Gölü başta olmak üzere, Salda Gölü’nün de içinde bulunduğu Göller Yöresi’ne son yıllarda birçok gölet inşa etmiş durumda. (IV) Bunun sonucunda doğal sulak alanlar birer birer yok oluyor. (V) Düden Çayı’na yapılması planlanan gölet projesinin ihalesi tamamlandı, gereken izin alınırsa çayın önüne çekilen setle birlikte Salda Gölü kuruyabilir.
(I) Saatlerle ilgili neredeyse tüm reklam ve afişlerde saatin 10’u 10 geçtiğini veya 2’ye 10 kaldığını görürsünüz. (II) Bu pozun pek çok sebebinden biri, kadranın merkezinin hemen üstünde yer alan marka isminin yelkovan ve akreple güzelce çerçevelenmesidir. (III) Böylelikle tarih veya diğer bölmelerin üstü de kapanmaz. (IV) Elbette en önemli sebep yelkovanla akrebi 10.10’a getirerek saatin gülüyor gibi durmasını ve dolayısıyla tüketiciler için daha sevimli görünmesini sağlamaktır. (V) En son isteyeceğiniz şey ise saatin size surat asar gibi bakarak 8’i 20 geçeyi göstermesidir.
(I) Beşir Ayvazoğlu’nun zevkli Türkçesi ile hazırladığı denemesi Güller Kitabı, dilimizdeki çiçek kültürü üzerine yazılan nadir kitaplardan biridir. (II) Kitabı okumadan önce bu kadar derin bir çiçek kültürü geleneğimiz olduğundan habersizdim. (III) Güllere atfedilen değer, Lâle Devri’nde zirveye çıkan ve yer yer özenle üretilmiş yeni cins Lâlelerin çalınmasına kadar varan, devrin bir nevi tutkusu halini alan lâle üretimi ve bakımı, Cevad Rüşdü Bey, Nâbedid, A. Süheyl Ünver gibi çiçek tutkunları eserde inceleniyor ve okuyucuya tanıtılıyor. (IV) Özellikle dönemin başkenti İstanbul’da yaşanan Lâle tutkunluğunu anlatırken devrin günlük hayatını da bir ölçüde resmetmesini ilgiyle okudum. (V) Çiçekler üzerine hoş şiirlerin varlığı da kadayıf üzerine kaymak oldu.
Gebedir çağlası yakutuna olgun yemişin
İçti bağ bahçe bayır kırmızı renk ırmağını
Ova seslendi çiçek ordusu dağ dağ yürüdü
Tarlalar dikti gelinciklerin al bayrağını
Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kâğıtlarda yarım bırakılmış şiir