10. Sınıf: Felsefe - 8. Ünite : Siyaset Felsefesi - Siyaset Felsefesi - Ünite Tekrar Testi - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Devlet güvenlik, eğitim, sağlık gibi pek çok alanda örgütlenerek,
toplum hizmetini gerçekleştirmeye çalışır. Bu hizmetlerin
sürekliliği olduğu için bu işleri yapacak sürekli çalışan
kişilere ihtiyaç duyulur. Devlet bunun için görev tanımları
yasa ile belirlenmiş, sürekliliği olan maaşlı memurlar çalıştırır.
Ancak bu çalışmaların nitelik ve niceliği bazı durumlarda
beklentileri karşılamaz. Bu durumda bürokrasi bir problem
haline dönüşür.
Platon, devleti büyük ölçekli bir insan ya da organizma olarak
görür. O, bu durumun bir sonucu olarak insan için öngördüğü
ruh anlayışını aynen devlete yansıtır; çünkü, devlet
bireyin devamıdır; büyük bir insan ya da organizmadır.
insan kendi kendine yetebilen bir varlık değildir. İnsan hem
beslenme, barınma, korunma gibi fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması
hem de sevgi, saygı, paylaşım gibi manevi ihtiyaçlarının
karşılanmasında diğer insanlara bağlıdır. Bu bağlılığın
getirdiği ilişkileri düzenleyecek güç ve kurallar devlet düzeni
altında var olur. İnsan bu düzen altında yaşama eğilimindedir.
Geleneksel egemenlik tarzında iktidar bir ailenin ya da bir
zümrenin elindedir. Halkın devletin başına geçecek kişiyi
seçme hakkı olmadığı gibi bu konuda görüş de beyan edemez.
Veliahtlar arasından kimin başa geçeceğine dair farklı
sesler duyulursa bu da suç olarak görülür.
Demokratik toplumlarda devlet otoritesinin ve kurumlarının
topluma olan etkisini kontrol etmek, hak ve özgürlük alanlarını
koruyup geliştirmek, belirli bir grup ya da toplumsal birlikteliği
olan insanların çıkarlarını korumak için gönüllü olarak
bir araya gelerek örgütlenmeleri “sivil toplumu” oluşturur.
Siyaset felsefesi, siyaseti oluşturan yapıdaki tüm kurumların
sorgulanması, egemenliğin ve iktidarın kaynağının araştırılması;
siyasi alanda olması gerekeni arayarak öneri sunmayı
da hedefleyen felsefe alanıdır.
“Siyaset beni ilgilendirmiyor.” diyen bir kişi, siyasetçinin aldığı
kararlardan yönetilen olarak etkilenen bir birey olduğundan
dolayı aslında siyasetin içindedir. Felsefe için de durum
bundan farklı değildir, “ Felsefe yapmıyorum.” diyen kişi de
aslında felsefe yapmaktadır.
Temiz su kaynaklarının kirlenmesi, tarım alanlarının hızla yok
olması, nükleer tehdit ve artan dünya nüfusu gibi pek çok
faktör ütopyaları da etkilemiştir. Korku ütopyalarından sonra
günümüzde doğa ile barışık yaşamayı öneren ekotopya tarzı
ütopyalar öne çıkmaya başlamıştır. Çünkü dünya bir çevre
felaketine sahne olma riski taşımaktadır.
Özgürlük, ne doğuştan gelir ne de daha sonra insana sunulur.
Özgürlük öncelikle bir bilme işidir, zihinsel bir kazanımdır.
Sonra da bunu güçlü bir kişilik ile birleştirip “Ben de
varım.” diyebilmektir.
Nihilizm; ahlakı yok sayan, var olan değerlere ve düzene karşı
çıkan felsefi bir görüştür. Devlet düzenine de karşı çıkan
bu görüş, otoritenin insanların yaratıcılığını ve özgürlüğünü
yok ettiğini, toplumsal kötülüklerin de insanın özgür olmaması
durumundan kaynaklandığını savunur.