8. Sınıf : Fen Bilimleri - 2. Ünite : DNA ve Genetik Kod - Adaptasyon - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Canlılar yaşadıkları çevre şartlarına göre adaptasyonlar geliştirir. Farklı bölgelerde yaşayan aynı canlı türüne ait görseller şekildeki gibidir.
Sadece bu görselleri inceleyen öğrenciler, Sude Öğretmen’in hazırladığı sorulara tablodaki gibi işaretleme yapıyor.
(+ — ulaşılabilir, — » ulaşılamaz)
| Sorular | Ali | Ayşe | Mehmet | Zeynep |
1 | Canlıların bazı özelliklerini inceleyerek yaşadıkları ekosistem | + | + | - | + |
2 | Farklı türe ait canlıların farklı ekosistemlerde farklı özellikler kazanabildiğini | - | + | - | + |
3 | Aynı türe ait canlılar farklı özelliklere sahip olabilir mi? | - | + | + | + |
Tabloda verilen öğrenci cevapları değerlendirildiğinde;
I. Tüm öğrencilerin soruları doğru cevaplama oranları eşittir.
II. Erkek öğrencilerin tüm sorulara verdikleri toplam doğru cevap sayısı, kız öğrencilerin toplam doğru cevap sayılarından fazladır.
III. Kız öğrencilerin 3. soruya verdiği doğru cevap sayısı erkek öğrencilerden daha fazladır,
Aşağıda bir bilim insanının lepistes balıkları üzerinde yaptığı bir deneyin aşamaları ve sonuçları verilmiştir.
1. Lepistes balıklarının tropikal dünyasını taklit edecek şekilde bir sera hazırlamış ve seraya 10 adet havuz yerleştirilmiştir.
2. Havuzların 5 tanesinin tabanına iri taşlar, diğer 5 tanesinin tabanına ufak taşlar yerleştirilmiştir.
3. Tüm havuzlara farklı derelerden toplanmış, farklı benek büyüklüklerine ve sayılarına sahip lepistesler yerleştirilip lepisteslerin 6 ay boyunca avcılar olmadan üremelerine izin verilmiştir.
4. 6. ayın sonunda;
• İkisi ufak, ikisi iri taşlı olan 4 havuza lepisteslerle beslenen “tehlikeli avcı” yerleştirilmiştir.
• İkisi ufak, ikisi iri taşlı olan 4 havuza lepistesler için “zayıf avcı” yerleştirilmiştir.
• Birisi ufak, birisi iri taşlı olan 2 havuza herhangi bir avcı yerleştirilmemiştir.
5. Bu aşamadan sonra bilim insanı her 3 ayda bir tüm havuzları kontrol ederek lepisteslerin, benek sayılarını saymış ve gerekli ölçümleri yapmıştır.
Deney Sonucu: Herhangi bir avcının ortama salınmadığı ilk 6 ay boyunca balık başına düşen ortalama
benek sayısı oldukça fazlaydı. Daha sonra ortama avcılar sokulduğunda keskin bir değişiklik gerçekleşti. Tehlikeli avcının bulunduğu dört havuzda deney sonunda ortalama benek sayısı oldukça az iken, avcı olmayan iki havuzda ve zayıf avcının bulunduğu dört havuzda benek sayısı ise oldukça fazlaydı.
Köpek balıklarının hayatta kalabilmek için vücutlarında belli oranda
tuza ihtiyaçları vardır. Eğer bir beyaz köpek balığı tatlı sulara
girerse hücreleri parçalanır ve saatler içinde ölür.
Ancak bir boğa köpek balığı tatlı sularda bile rahatlıkla yüzebilir.
Kuyruğunun yakınındaki özel bir bez tuz depolamasını sağlar.
Böbrekleri de vücudundaki bu tuzu atmayıp yeniden çevrime sokar.
Bu özelliği sayesinde boğa köpek balıkları diğer köpek balıklarının
yüzemediği bölgelerde avlanabilir.
PALYAÇO BALIĞI
Bilinen 30’a yakın türü olan, canlı renkleriyle göze çarpan palyaço balığı, çoğunlukla Kızıldeniz, Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusu'ndaki sığ sularda yaşar. Ortalama boyu 6 cm’dir. Genellikle mercan kayalıklarını kendine mesken edinen bir türdür. Yaşam alanı olarak anemon ismiyle bilinen, görünümleri ile bir bitkiyi andıran zehirli hayvanların dokunaçlarının arasını tercih eder. Palyaço balığının derisinin üzerinde yer alan saydam tabaka, onu anemonun diğer pek çok canlı için öldürücü olabilecek zehrine karşı etkili bir koruma sağlar. İlk başta anemona sürtünerek “ortama uyum sağlayan" palyaço balığı, daha sonra dokunaçların arasına yerleşir. Hem yırtıcılara karşı bir korumaya sahip olan hem de dokunaçların arasındaki yiyecek parçalarından faydalanan palyaço balığı, karşılığında anemonun parazitlerini temizler ve davetsiz misafirleri uzak tutar. Bu sayede ikili arasında (karşılıklı faydaya dayanan) bir ilişki ortaya çıkar. Palyaço balığı, anemon olmadan vahşi ortamda uzun süre yaşayamaz.
Bir araştırmacı kahverengi toprak zemine sahip bir tarlaya
50 tane dişili erkekli beyaz fare, 50 tane dişili erkekli
kahverengi fare bırakıyor. Ayrıca aynı bölgeye farelerle
beslenebilen yırtıcı bir kuş olan şahin bırakıyor.
Belirli bir süre sonra tarladaki fareler tekrar sayıldığında
fare sayılarının aşağıdaki gibi olduğu gözleniyor.
Fare tüy rengi | Hayatta kalan fare sayısı |
Beyaz | 24 |
Kahverengi | 77 |
Doğal seçilim, canlıların ortama adapte olmak açısından
en avantajlı bireylerin hayatta kalarak kendilerindeki bu
avantajlı genlerin yavrularına aktarılması olayıdır. Ancak
yapay seçilim, seçici doğal koşullar olmadan insanların
istekleri ve amaçlarına yönelik olarak belirli bir özelliğin
o canlı grubunda istenmesiyle başlar. İstenen özelliğin o
türün bazı bireylerinde bulunması gerekir. Daha sonra o
canlı grupdaki bireyler seçilir ve çiftleştirilir. İnsanlar ortaya
çıkan yavrularda belirlediği özelliği taşıyanların üremesine
izin verir; diğerlerin üremesi engellenir. Bu işlem
defalarca yapılarak nesiler geçtikçe istenen özelliğin elde
edilmesi kolaylaşır ve bu canlıların sayısı gitgide artar.
Yukarıda doğal ve yapay seçim ile ilgili bazı bilgiler verilmiştir.
Aşağıda farklı ekosistemlerin renk dağılımları (Tablo - 1) ve bu ekosistemlerde yaşayabilen farklı tüy rengine sahip kuşların oranı (Tablo - II) verilmiştir.
Ekosistem | Renk dağılım yüzdesi |
I | %70 yeşil, %20 sarı, %10 diğer |
II | %40 sarı, %40 yeşil, %20 diğer |
III | %50 mavi, %30 yeşil, %20 diğer |
IV | %40 kahverengi, %40 yeşil, %20 diğer |
Tablo - 1
Kuş türü | % Tüy rengi |
A | %60 yeşil, %40 sarı |
B | %50 mavi, %50 yeşil |
C | %60 sarı, %40 yeşil |
TABLO - 2
İngiltere’de sanayi devriminden önce beyaz güve kelebekleri,
ağaç gövdelerinde kuşlar ve diğer avcılar tarafından
fazla fark edilmediklerinden sayılarında bir azalış
olmuyordu. Ancak sanayi devrimiyle birlikte çok fazla sayıda
üretim tesisinin açılması fosil yakıt kullanımını artırmış
bunun sonucunda da çevre kirliliği sorunu ortaya çıkmıştır.
Bu durumdan ağaçlar da nasibini alarak gövdeleri
is etkisiyle daha koyu bir renge bürünmüştür.
Ağaç gövdelerinde yaşayan beyaz güve kelebekleri kuşlar
ve diğer avcılar tarafından daha kolay fark edilir olmuş
ve sayılarında ciddi oranda azalma meydana gelmiştir. .
İS Bu durumdan koyu renkli güve kelebekleri ise olumlu et- s
kilenerek sayılarında artış gözlenmiştir.