10. Sınıf: Tarih - 4. Ünite: Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti - Anadolu'nun Kandilleri Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Mevlânâ Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektâş-ı Veli, Ahi Evran konusunu işleyen Özkan Öğretmen, öğrencilerine “Bugünkü konuya en uygun başlığı belirleyiniz.” demiştir. Öğrencilerden bazıları aşağıdaki cevapları vermiştir.
I. “Anadolu’nun kandilleri”
II. “Anadolu’nun sufileri”
III. “Anadolu’nun beylikleri”
IV. “Anadolu’da uç teşkilatı”
Hacı Bayrâm-ı Veli; “Bilmek istersen seni, can içre ara canı, geç canından bul anı, sen seni bil sen seni.” demiştir.
“Toplum çeşitli sanat kollarını yürüten insanlara muhtaç olduğuna göre bu sanat kollarını yürütecek çok sayıda insanın belli bir yerde toplanması ve her birinin belli bir sanatla uğraşması gerekir ki toplumun tüm ihtiyacı karşılanmış olsun.”
Tanım: Tasavvuf; genel anlamda kalbin kötülüklerden arındırılıp yaratılanlara karşı güzel davranılması, insanın dünyalık menfaatlerden ve nefsinden uzaklaşarak Allah'ın varlığı ile yetinmesidir.
Durum: Tasavvuf düşüncesi XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da yaygınlık kazanmaya başlamıştır.
Yunus Emre, öğretilerinde bütün insanlığı ilahi aşka, kardeşliğe, merhamet ve şefkate davet etmiş; insan olmanın, kendini bilmenin, Allah’a ulaşmanın şartlarını ve yollarını anlatmıştır.
Aşağıda, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’ye ait bir şiirden dörtlük verilmiştir.
“Gel, gene gel, ne olursan ol, gel!
İster kâfir, ister ateşe, ister puta tapan ol!
Kapımız umutsuzluk kapısı değildir,
Yüz kez tövbeni bozmuş olsan da gel!”
“İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir,
Sen kendini bilmedin, bu nice okumaktır?"
Mevlânâ Celaleddin-i Rumi: “Bende benimle ilgili bir şey bırakmadı.” diyerek aşkın, gerçek hürriyet olduğunu idrak ederek, bu anlayışıyla insanlığa, merkezinde aşk bulunan etrafına da dalgalar hâlinde aşkı yayan öğretiler geliştirmiştir.
Ahmet Yesevi’ye göre ahlaki hürriyete “Hakkı bilmek için ilk önce kendini bilmek" ve “Ölmeden önce ölmek” anlayışıyla ulaşılır.