10. Sınıf: Tarih - 4. Ünite: Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti - Anadolu'nun Kandilleri - Osmanlı Devleti'nde Askeri Sınıf Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Orhan Bey, Bursa fethine katılan Abdal Musa, Geyikli Baba ve Abdal Murat gibi Horasan erenlerine Uludağ yamaçlarında birer zaviye yaptırmış ve vakıflarını da tayin etmiştir.
Bu bilgiyle,
I. Abdalân-ı Rûm, Anadolu'nun İslamlaşmasında etkili olmuştur.
II. Osmanlı hükümdarları, mutasavvıf ehline önem vermiştir.
III. Vakıfların ihtiyaçları Osmanlı hükümdarlarınca karşılanmıştır.
Ahi teşkilatının öğretilerinde; hırsızlık, dedikodu, iftira, cimrilik, yalancılık, sözünü tutmamak, haset etmek, büyüklenmek, münafıklık, katı gönüllü olmak, ayıp ve kusur araştırmak kötü sayılmıştır.
Soru : Anadolu’nun İslamlaşmasında etkili olan âlimler ve sufiler hangileridir?
Cevap: Anadolu'nun İslamlaşmasında Mevlânâ Celâleddin- i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektâş-ı Veli, Ahi Evran gibi sufi ve âlimler etkili olmuştur.
Orhan Gazi tarafından Konurhisar’ın fethine memur edilen Şehzade Gazi Süleyman, Rumeli’ye geçmeyi kararlaştırdığı zaman, Mevlevî halifelerinden biri ile görüşmüş ve bu buluşmanın bir hatırası olarak şeyh kendisine bağlı olduğu tarikatın külâhını hediye etmiş, peşinden de zafer ve nusret niyazında bulunmuştur. Şehzade Süleyman, fethi müteakip bu külâhı, ganimetleri paylaştırmak için ölçek olarak kullanmıştır.
Bir tarih öğretmeni, Osmanlı Devleti’nde toplumsal sınıflar konusunu anlatırken şu bilgiyi vermiştir: “Kapalı bir sınıf olup, diğer sınıflara geçiş yapabilmekte, fakat diğer sınıflardan bu sınıfa geçiş yapılamamaktadır. Zira bu sınıf her şeyden önce zengin dinî bilgiyi gerektiren bir bürokrasi şubesidir.”
Fuad Köprülü, “Ahmet Yesevî’nin Türk tarihindeki önemi, yalnız beş-on parça veya birkaç cilt tasavvufi manzumeler yazmış eski bir şair olmasından değil, İslamiyet’in Türkler arasında yayılmaya başladığı asırlarda, Türkler arasında ilk defa tasavvuf mesleği vücuda getirerek ruhlar üzerinde asırlarca hüküm sürmüş olmasındandır.” demiştir.
Fatih Sultan Mehmet, sarayına topladığı yabancı ilim adamlarından yararlanarak Yunanca ve Latinceden eski çağların tarihleriyle ilgili tarih kitaplarını, bazı atlasları, felsefi eserleri Türkçeye çevirterek kendisinden sonraki nesillere yüklü bir ilim hâzinesi armağan etmek istemiştir.
Bu bilgiyle Fatih Sultan Mehmet hakkında,
I. Akli ilimlere nakli ilimlerden daha çok önem vermiştir.
II. Çevre kültürlerdeki gelişmelere ilgi duymuştur.
III. Kültürel devamlılığın sağlanmasına katkı sağlamıştır.
Tarihçi Fleischer Osmanlı bürokratik yapısı hakkında, “Kıdemli kılıç, kalem ve ilim ehli kişiler arasında rütbe denkliği kurulmasına ve atama sürecinde aile ve meslek geçmişi farklılıklarını dikkate alan ince düzenlemelerin yapılmasına varıyordu.” demiştir.
Cevdet Paşa, Osmanlı bürokratik yapısını “seyfiye, ilmiye, kalemiye” şeklinde tasnif etmiştir.