Anlatım Bozuklukları - 2

"O, yazı yazmasını henüz öğrenememiş." cümlesinde ---­anlatım bozukluğuna yol açmıştır. 

Avrupa'da ulaşım hızla ilerlemiştir, dünyanın en modern ve hızlı ulaşım araçlarına sahiptir. 

Eğer yasa bugün Meclis'ten geçerse hayatımızda önemli ve mühim değişiklikler meydana gelecek.

I. Yazın kendime yeni bir bilgisayar almayı tasarlıyorum. 
II. Evin salonunu süsleyen halılar göz kamaştırıyordu. 
III. Uzun bir süre diplomatlık görevinde bulundu. 
IV. Mağazada bazı eşyaların fiyatları epey ucuzdu. 
V. Konuşmalarınızdan resme ve tiyatroya ilgi duyduğunuz anlaşılıyor. 

Kitaptaki okuma parçasının soruları derste cevaplandırıldılar. 

(I) Kuşkusuz varoluşçuluğun insan merkezli yaklaşımı Sokrates'in yaklaşımından farklı olabilir. (II) Çünkü her iki dönemin özellikleri ve bakış açıları dikkate alındığında bu farklılığın ortaya çıkması son derece normaldir. (III) 20. yüzyılda hem insana bakış değişmiş hem de insanın sorunları ve sorumlulukları artmıştır. (IV) İnsanın üzerindeki kuşatılmışlık yelpazesi genişlemiştir. (V) Sorunlar yumağı ile boğuşan insan, çaresizlik içinde yeni arayışların öznesi haline gelmiştir.

Bir cümlede özne ile yüklem arasında tekillik - çoğulluk yönünden uyum bulunmalıdır. 

Sırf bu yüzden dolayı Bakırköy'e taşınmıştı. 

Aşırı soğuk ve kar yüzünden sokakta yaşayan bir kişi hayatını kaybetti.

Bizi bu şekilde eleştirip hicvetmeniz doğru değil.
 

(I)Bibliyografya, bir konu hakkındaki yayınların tamamına denir. (II) Eski Yunancada tavsif anlamına gelen biblios (kitap) ile grapho (yazma) kelimelerinden türemiştir. (III) "Kitaplar hakkında yazı" anlamında kullanılmıştır. (IV) Kısa bibliyografya; ilim, sanat gibi fikir ürünleri ve kayıtlarla ilgili yayınları bir düzen içerisinde toplayıp bir araya getiren listedir. (V) Fakat tavsif ettikleri eserlerin nerede bulunduklarını genelde göstermez. 
 

I. Bırakın kitabın kapağını açmayı ders bile çalışmıyordu. 
II. Bir şeyler yemeyi geçtim, su bile içmekte zorlanıyordum. 
III. Yanımıza gelmeyi bırak, telefonla bile aramıyordu. 
IV. O yıl benim için yemek bir kenara dursun, ekmek bile lükstü. 
V. Defteri, kitabı geç; kalemimiz bile çok değerliydi.