Bilim Medeniyeti - 1

İslam medeniyeti kimi yönlerini farklı medeniyetlerden aldığı gibi, kendisi de birçok alanda diğer medeniyet ve kültürleri etkilemiştir

Bu etkileşimin araçları arasında;

I. çeviri faaliyetleri,
II. askeri mücadeleler,
III. iskân faaliyetleri

Fransız matematikçi Libri: "Müslümanları tarihten silebilseydiniz,
bilimsel Rönesans’ımız yüzyıllarca geri kalmış
olacaktır” demiştir.

• Birinci öğretmen (muallim-i evvel) kabul edilen Aristo’nun eserlerini anlaşılabilir şekilde açıklayıp yorumladığı için ikinci öğretmen (muallim-i sânî) olarak anılmıştır.
• Batı dünyasında “Avicenna” adıyla tanınır, Kanun adlı eseri (El-Kanun fi’t-Tıb), yüzyıllarca Avrupa'da tıp eğitiminde ders kitabı olarak okutulmuştur.
• Gazne’de hükümdar sarayında bir rasathane kurarak, rasatlar yapmış ve Tarihî hadiseleri, ekonomik sebeplerle de açıklanabileceğini söylemiş ve iktisadi tarihin esaslarını ortaya koymuştur.
• Bağdat’taki Nizamiye Medresesi’nde müdeerrislik yaptı, ihyaü Ulumi'd-Din adlı eserinde Kur'an ve sünnete uygun bir hayat için önerilerde bulunmuştur.

Bir tarih araştırmacısı İslam medeniyetini, bu dini kabul
etmiş milletlerin, İslam’ın etkisi altında kalarak meydana
getirdikleri bir medeniyet olarak tanımlamıştır.

Bu durum İslam medeniyetiyle ilgili olarak;

I. Müslümanlığı kabul etmiş milletlerin tarihinden ayrı ayrı incelenemeyeceği,
II. evrensel bir olgu olduğu,
III. coğrafi ve etnik farklılıklardan izler taşıdığı

Müslümanların fethinin ardından ispanya’da nüfusu
6 milyona varan yerli topluluklar halk Latince’sini,
Berberîler ve çok küçük bir azınlık durumunda olan
Araplar da kendi dillerini konuşuyorlardı.Ancak kısa
bir süre sonra Arapça tüm bu toplulukların ortak dili haline gelmiştir.

İspanya’da Arapça’nın yaygınlaşmasında;

I. İslam'ın yerli topluluklar arasında yayılması,
II. eğitim dilinin Arapça olması,
III. Endülüs Emevileri'nin resmi dil olarak Arapça’yı kabul etmesi

Tanım: Aklî bilimler, İslâm Dünyası’nda IX. yüzyıldan
itibaren gelişmeye başlayan felsefe ve doğa bilimleri- 
ni tanımlamak için kullanılmıştır.

Abbasi sınırları içerisinde yer alan kilise okullarından,
komşu devletlerden, İstanbul ve Kıbrıs'tan getirilen
kitaplarla birlikte Beytü’l-Hikme, Orta Çağ'ın en zengin
kütüphanesi ve ilmi araştırma merkezi haline gelmiştir.
Bu kütüphanede halifelerin teşvikiyle asılları değişik
dillerde yazılmış felsefe, mantık, matematik, tıp, astronomi,
tarih ve coğrafya ile ilgili kitaplar toplanmıştır. 

Buna göre;

I. farklı kültürlere karşı hoşgörülü olunduğu,
II. aklî ve nakli ilimlerin birlikte okutulduğu,
III. kültürel faaliyetlerin devlet eliyle desteklendiği