12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 2. Ünite: Hikaye - Cumhuriyet Dönemi ( 1923 - 1940 ) Hikayesi - Test Çöz - çokça soru tarzı görmüş olacak ve sınava girdiğinde bir çok soru tarzını bildiğin için avantajlı olacaksın. DÜZENLİ DENEME SINAVI ÇÖZ
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Yazın çalışmalarına ilk gençlik döneminde şiirle başladı sonra radyo ve sahne oyunlarıyla tanındı, 70’lerde ise, art arda yayımlanan roman ve öyküleriyle en önemli yazarlarımızdan biri oldu. Kırk yılı aşan yazarlık birikimi sonunda, öncelikle romancı olarak tanınıyor. Baştan sona insanlar arasındaki ilişkilerin ve roman kişilerinin toplumsal konumlarından kaynaklanan kişilik özelliklerinin irdelendiği romanlarında, aynı zamanda kendine özgü anlatım biçimleri, anlatı teknikleri geliştirdi. Zaman kavramını eksene alan bir anlatım biçimi oluşturdu. Toplumsal ilişkiler ve durumlar ile yazınsal kişileri arasındaki ilişkileri ele aldığı öyküleri de romanlarının yanı sıra taşıdıkları değerle dikkat çekmiştir. Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi ve Hadi Gidelim adlı üç öykü kitabı yanı sıra yayımlanan romanlarından bazıları şunlardır: Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi.
Pansuman ve yemek arabalarının, tekerlekli sedyelerin, çekilen karyolaların, gıcırdayan kapıların, koridorun bir ucundan öteki ucuna bağrışan hasta bakıcıların, hastaneye ek yapımın gürültüleri ansızın durdu. Asansörler bulundukları noktada asılı kaldı. Dışarıda açık bırakılmış bir camın kapı altından odaya üfürdüğü soğuk bahar rüzgârı uğuldamaz oldu. Hastane hademesinin gülüşü olduğu yerde, olduğu gibi dondu. Üniversite hastanesi avlusundaki öğrencilerin hep bir ağızdan haykırışları da sessizlik perdesi ardında kaldı. Kendi içinin gürültüsü en son dindi. Kardeşinin nabzı avucundaydı Şimdi orada bir damarın ses vermesini bekliyor, Zaman birikiminin en kısa sürecinde dindirilmiş, durdurulmuş bütün gürültülere karşın, aynı süreç içinde hiç gürültüsüz bir atışın ses büyütecinden geçerek avucunda kendini duyurmasını bekliyor. Bu bir ağma anı değilse ne? Bir ağma zamanı. Sessizlik şimdi durduğu yerde, bu boşlukta asılı kalamaz. Sessizlik de ağar, yeni bir şeye dönüşür; sessizlik sesini er geç duyurur.
Beyazıt havuzunun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş, sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazlart, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet değil. Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek...
Sizi bekliyorum. Sizi göreceğim; içimde bir şey koşacak. Siz görmeden geçeceksiniz. Ben kederle sevinci duyup dalacağım istediğim âleme. Dünyayı yeniden kederlerle kuracağım. Sonra çarşılardan çarşılara, insan sesleri arasında, her şeyi sizinle kurulmuş bir şehirde dolaşacağım. Herkes geçti, siz geçmediniz. Yüzünüzü göremedim. Bayramım,
çocukluk bayramım salıncaksız geçmiş gibi gözüme yaş doldu.
Fethi Naci'nin deyişiyle, “gelmiş geçmiş en büyük hikâyecimiz”dir. Öykülerinde bir konu ya da olaydan çok, küçük bir yaşantı parçasını, kişilik özelliğini ya da bir durumun şiirsel etkilerini çıkış noktası olarak alır. Bu seçimi ona benzersiz bir anlatım zenginliği sağlar. Kapalı mekânların değil, dış dünyanın, doğanın ve özgür yaşantıların öykücüsüdür. Sıradan insanların iç dünyalarını, yaşantılarındaki gizli kalmış zenginlikleri, tabii ilkin denizi, Burgaz Adayı, balıkçıları, kırları, hayvanları, kent yaşamının ayrıntılarını, kıyıda köşede kalmış küçük insanların hayatlarını dile getirir. İlk hikâyesi İpekli Mendil'de ömür boyu sürdüreceği yöntemi de, sevgiyi de bulmaktayız.
O gün şehre inecektim. Oturduğum yayla Akdeniz’e bakan yüksek bir sırtta idi; kenarı fıstık çamlarıyla süslenmiş bir ufacık, akçıl, kayalık Lübnan köyü... Bu koyu nefti, terütaze, cilalı ve tombul fıstıklar, dağların çıplak, sıcak karnı altında -siyah, hür ve kabarık nü tablolardaki bir tutam gölge kadar göz alır, göze batar, kuytuluk tesiri yapardı. Ucuzluğuna bakarak dört kişilik otomobillerde yer bulmayı tercih ederdik. Dediğim gün şoförün yanına yerleşmek imtiyazı, çok şükür bana müyesser oldu. Şükrettiğimin sebebini şimdi anlayacaksınız. Uğradığımız ikinci köyün pınarlı kahvesinde bizi telaşlı bir kalabalık durdurdu. Arkada boş kalan tek yere, ortaya, iki eliyle gırtlağını tutan bir genç adam bindirdiler. Her dağlı Lübnan genci gibi siyahça fesinde henüz kalıpçının sıcağı ve fırçası sezilen, lacivert kostümlü biri... Bu adam konuşamıyordu.
“Gal Ga! Ga!" diye tek hecelerle bir şeyler anlatmak istiyordu.
• Dünya edebiyatında öncüsü Rus yazan Çehov'dur.
• Anlatımı olaya yaslandırmaz, tahlil ağırlıklıdır.
• Geleneksel anlamda serimi, düğümü, çözümü yoktur.
• Klasik öykü tekniğini yıkarak biçim, teknik ve anlatım olarak kendine özgü bir öykü evreni oluşturdu.
• Olayın öyküdeki ağırlığını kırarak başı sonu belli olmayan tahlil öyküleri yazdı.