12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 4. Ünite: Roman - Cumhuriyet Dönemi (1923 -1950) Romanı Test Soruları - Test Çöz - 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Peyami Safa'nın --- romanı, birine tamamen siyahın, ötekine beyazın hâkim olduğu iki bölümden oluşur. Parapsikolojiye meraklı yazar, birinci bölümde hasta ve huzursuz kahramanını binbir olay içinde tanıttıktan sonra, ikinci bölümde onu bir anda beyaz rengin hâkimiyetindeki pansiyonda huzura kavuşturur ve ona, onu bütün dertlerinden bir anda kurtaran esrarlı bir olay yaşatır. Eserin ikinci bölümünde hayatı boyunca hiçbir isteğine kavuşamayan Nuriye’nin mutsuz hayatı sonrasında âdeta bir azize hüviyetine kavuşması hatta ölümünden sonra da Ferit gibi huzursuzları teselli etmesi anlatılır.
I. Ayaşlı ve Kiracıları
II. Fahim Bey ve Biz
İli. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
IV. Kuyucaklı Yusuf
V. Huzur
İsmail Habip Sevük, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı roman hakkında “Bütün edebiyatımızda kahramanın adı olmayan ilk roman budur sanırım. Niye böyle? Çünkü romanın kahramanı müellifin kendisidir; kendi adını zikretse romana uymayacak, başka bir ad taksa hakikatten ayrılmış olacak, öyleyse en iyisi kahramanı adsız bırakmaktır." demektedir.
Sanatçı eserlerinde özellikle geçmiş-şimdi çatışması, Batılılaşma ile birlikte meydana gelen değişimin aileyi olumsuz etkilemesi, bireyin iç dünyasından hareketle verilir. Fatih’teki Kenan Rifai’ye bağlılığından dolayı eserlerinde insanı anlatırken özellikle onun yücelerek ilahi aşka yönelmesi ve insan-ı kamil olması üzerinde durulur. Bu yüzden eserlerinin hepsi tasavvuf kültürü ile yazılmış, bu kültürün zenginliğini ortaya koyan çalışmalardır. İstanbul sevgisi, Osmanlı hayatı, Batılılaşma, din ve tasavvuf gibi temalar, onun eserlerinde sıkça karşımıza çıkan konulardır.
• Konak, Naim Efendi'yle beraber, her gün biraz daha yıkılıp gidiyordu. Zili bozulan sokak kapısı ağır bir tokmakla vuruluyor ve gıcırtılarla, mustarip bir hayvan gibi sarsıla sarsıla açılıyordu.
• Şişli’nin yeni usul, elektrikli, banyolu apartmanları Servet Bey'i, gittikçe çekiyordu. Ara sıra boş vakitlerinde bunlardan birkaçını görmeye gitmek, onun için en müstesna zevklerden biri yerine geçti.
Türkçenin Çehov’u olarak adlandırılan sanatçı, kendine özgü öykü tekniğiyle edebiyat tarihimizin kilometre taşlarından birisidir. 1934 yılında yayımladığı romanındaki apartman; köylüsünden memuruna, çiftçisinden bankacısına, kumarbazından uyuşturucu ticareti yapanına kadar her sınıftan insanı içeren bir pansiyon gibidir. Sanatçı, İbrahim Bey’in apartmanındaki kiralık dokuz oda ile sadece farklı sınıftan insanları değil, toplumdaki değişim sancılarını da anlatır. Sanatçının sade dili sizi öylesine içine çeker ki okudukça apartmanın loş koridorlarına yansıyan gölgeler görürsünüz: Farklı sınıftan insanların, çarpık ilişkilerin, uzayıp giden davaların, mahkeme kâğıtlarının, içkili kumar masalarının ve müdavimlerinin gölgeleri.
Konu ve zaman yönüyle birbirinin devamı niteliğinde olan romanlara nehir roman denir.
Türk edebiyatında;
I. Ölmeye Yatmak - Bir Düğün Gecesi - Hayır
II. Yılanların Öcü - Irazca'nın Dirliği - Kara Ahmet Destanı
III. Çalıkuşu - Yeşil Gece
IV. Vurun Kahpeye - Ateşten Gömlek
V. Kalpaklılar - Doludizgin nehir (zincir) roman örneklerindendir.
(I) Tarık Buğra ilk romanı Siyah Kehribarda aydın ve sanatçının, yaşamda umduğunu bulamamasından dolayı içine düştüğü çıkmazı ve başkaldırışını verir. (II) Küçük Ağa ve Küçük Ağa Ankara’da romanlarıyla Kurtuluş Savaşı’nı yazan yazarlar arasına katılır. (III) Bu iki romanı tamamlayan Firavun İmanı, Sakarya Savaşı’ndan yararlanan çıkarcılarla yiğitlik gösterenlerin ele alındığı romanıdır. (IV) İbiş’in Rüyası'nda ise Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna döner. (V) Osmancık romanında ünlü tiyatro sanatçısı Naşit’in yaşamından bir kesit sunulmaktadır.
Halide Edip Adıvar, Sinekli Bakkalda Ziya Paşa’nın;
Diyâr-ı küfrü gezdim, beldeler, kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-i İslâmî, bütün viraneler gördüm
beytini dönemin aksayan yönlerini eleştirmek için kutlanır. Sanatçı, --- yararlanarak Ziya Paşa’nın, toplumun geri kalmışlık ve modern medeniyet algısından uzaklaşması sonucunda ortaya çıkan görüş ve düşüncelerini metnin merkezine taşır.