12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 3. Ünite: Şiir - Cumhuriyet Dönemi- 1960 Sonrası Toplumcu Şiir - Test Sorular test çöz, puan kazan ve sanal okulunda sınıf arkadaşlarınla yarış. Kazandığın puanlarla istediğin kitabı al
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Sanatçının şiirinin asıl gücü, sözcük seçiminden gelir. Günlük dilin şiire girdiğinde bir gerilim doğuran sözcükleri, alışılmamış bağdaştırmalarla çarpıcı imajlar üretir. Bu konuda kuşağının en atak ve gözü pek şairidir. 1974’e kadarki şiirlerinde slogan düzeyine düşmeyen Marksist ideolojinin savunusunu yapan şiirlerindeki hemen hemen aynı söyleyiş ustalığı ile bu tarihten sonra yöneldiği İslâmî dünya görüşü ile yazdığı şiirlerinde de sürdürülür. Onun bu dönüşümünün simgelerinden olan Âmentü şiiri, bireysel hayat algısının toplumsal motiflerin eleştirisi içerisinden geçerek geliştiğini gösterir.
Bebekler, çiçeği insanlığımızın
Güllerin en hası, en goncası
Sarışın bir ışık parçası kimi
Kimi kapkara bir üzüm tanesi
Babalar, çıkarmayın onları akıldan
Analar, koruyun bebeklerinizi
Susturun susturun söyletmeyin
Savaştan, yıkımdan söz ederse biri
dizelerinin yer aldığı Bebeklerin Ulusu Yok şiiriyle evrensel duygulan dile getirmiştir, insanlık olarak bizlerin bebek temelinde, bebeklerin dünyaya bakışlarındaki saflık ve iyilik temelinde hayatın gelişmesi ve örgütlenmesi için bir şeyler yapmamız gerekliliğini vurgulamıştır.
İkinci Yeni hareketinin hazırladığı şiir ortamı içerisinde başlayan 1960’lı yılların şiiri giderek poetik bir söylemden politik bir söyleme doğru evrilen bir görüntü taşır. 1960 kuşağı şairlerinin genellikle 1940 civarında ve 40’lt yılların ilk yarısında doğan isimlerden oluştuğu söylenebilir.
1960 sonrası şiirimiz içinde “Şiirimizin toprak anası” olarak anılır. Rüzgâr Saati ile girdiği şiir evrenin o büyülü dünyasında Kestim Kara Saçlarımı diyerek başkaldırıyı giyindi ve umudu sahiplendi. Kırmızı Karanfil ile direnci biledi. Yaşamdan, düşünceden ve Anadolu'dan damıttıklarıyla geleneksel halk şiirinin, Anadolu deyiş ve dilinin tüm nimetlerinden yaralanarak kendi özgün dilini oluşturdu, Kimselerin durup incelikleri anlamaya vakti olmadığı dönemlerde, şiirini ve isyanını inceliklerle dokudu. Şiirleri pek çok dile çevrildi ve kırktan fazla şiiri bestelendi. Bestelenen şiirlerinden biri, şarkı albümüne adını veren Deli Kızın Türküsüdür.
I. metin
ışıdım yoksulluğa, perişanlığa,
uykusuz kamyonlar çizdim gecenin alnına
devşirme köyler, puslu kasabalarda dolaştım,
kaç yıl
umudun ve ezilmişliğin çadırında besledim
yorgunluğu
II. metin
Nereye bakıyorsun
işte yaralı insanların fotoğrafları
İşte yangından çıkarılan çocuk cesetleri
Bu, savaşmış bir atlının sakat kalan ayağı
Bu kesik kol, önemsiz iş kazası
İnsan
eşref-i mahlûkattır, derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.