12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 4. Ünite: Roman - Cumhuriyet Dönemi (1980 Sonrası) Romanı Test Soruları - Test Çöz - 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Gece romanı, bir döneme ya da bir yere gönderme yapmasa
da yazıldığı ve yayımlandığı tarihler dikkate alındığında
1970’lerin ve 1980’lerin Türkiye’sine hatta dünyasına
dokunan ve yarattığı “gece işçileri" metaforuyla Lassalle’ın
“gece bekçisi devlet” tanımlamasını anımsatan bir
romandır. Bu yönüyle eser modernist ulus-devletin, kolluk
güçlerini kullanarak bireyi kıskaca alan ve konumlandıran
tavrına karşı dolaylı bir başkaldırı niteliği taşımaktadır.
Yazar, bu başkaldırıyı imgelerden örülmüş katmanlı bir
anlatımın ve sembollerin ardına gizlenerek yapar, böylelikle
kendini dış müdahalelerden korumaya çalışır.
Her şeyi açıklamak, okurun elinden tutup her şeyi işaret etmek yahut işaret parmağını uzatıp gerçek şudur, budur diye göstermek roman sanatının çok geride kalan, eski bir tavrıdır. Başka bir ifadeyle söyleyecek olursak roman sanatı işaret parmağını cebine sokalı çok oldu. Yahut ben böyle düşünüyorum. Tabii, bir de biliyorsunuz, boşluklar bırakmanın okuru metni yazmaya, onu yeniden üretmeye yol açan bir yanı var, okuru aktif kılan bir yanı. Belki de bir metnin en kıymetli cümleleri, yazarın kâğıda değil, okurun zihnine yazdığı cümlelerdir.
Benim Adım Kırmızı'da, daha adından itibaren, Umberto Eco'nun Gülün Adı romanı örneksenmiştir. Eco’nun romanı da tarihî bir dönemi, ortaçağı iç zaman olarak seçmiştir. İki roman arasında, egemen zihniyetle ona eleştirel bir turum geliştiren karşıtının çatışması; kalıplaşmış, yerleşik değerlere karşı çıkanın cezalandırılması; cinayetleri çözme eylemini dışarıdan gelenin yüklenmesi; olayların sınırlı ve belirgin bir zaman kesiti içinde (yedi gün- on gün) geçmesi; aksiyonel yapı içinde çok yoğun felsefi/estetik sorunların irdelenmesi gibi koşutluklar bulunmaktadır. Dolayısıyla Pamuk, Eco’nun metnini ad, konu, aksiyonel ve entrik yapı, zaman, mekân, figüratif işlev, düşünsel örgü bakımlarından örneksemiş; bununla birlikte yerelleştirmedeki özgün tutumuyla yeni bir metin oluşturmuştur.
Bu roman türünün temel özellikleri, üst kurmaca, metinler arasılık, çoğulcu bakış açısı olarak belirlenmektedir. Tarihe yönelme, kurguda entrika ve gizemi öne çıkarma gibi eğilimlere de daima vurgu yapılmaktadır. Üst kurmaca, çok genel anlamıyla, romandaki evrenin, kurmaca olduğunun, metinsel bir gerçeklik olduğunun açıkça vurgulanmasıdır. Bu tür romanla birlikte anlatıcı yeniden belirginlik kazanır. Özellikle üst kurmacanın başat olduğu anlatılarda anlatıcı kurmaca yapının etkin bir figürü hâline gelir.
1990’lı yılların en ilgi çeken romanları; Boğazkesen, Engereğin Gözündeki Kamaşma ve Meyyali romanları oldu. Belgeleri, anılara dayanarak yazdıkları romanlarında, tarihimizde oldukça geriye giden yazarlar, Fatih’in İstanbul'undan Abdülaziz ve Abdülmecit dönemlerini yansıtır. Bu eserlerin yanı sıra; Ölü Erkek Kuşlar, Çingenelerin yaşayışını gözlemlerine dayanarak yazılan Ağır Roman ve Fındık Sekiz romanları dikkat çekmektedir.
Divan edebiyatı alanında profesörlük unvanına sahip
romancılarımızdandır. Divan edebiyatının geniş halk kitlelerince
anlaşılması için uğraş verir. “Divan edebiyatını
sevdiren adam” olarak tanınır. Divan edebiyatı tarihi,
olayları ve mazmunlarını romanlaştırdığı eserler de kaleme
alır. Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğünün yanında Şah
Sultan, Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, Mihmandar, Efsane,
Od önemli romanları arasında yer alır. 2003’te
Babil'de Ölüm İstanbul'daki Aşk eseriyle “Yılın Roman
Ödülü"nü almıştır.
Dokuz bölümden oluşan bu Haşan Ali Toptaş romanının olay örgüsü kahraman anlatıcının Alaaddin isminde birini aramasına dayanır. Ancak aranan kişinin nasıl biri olduğu, neyi temsil ettiği pek net değildir. Aynı şekilde ben anlatıcının da kim olduğu ve Alaaddin’i niye aradığı hakkında ayrıntılı bilgi mevcut değildir. Kahraman anlatıcı bir ayağı gerçekte, diğer ayağı ise hayal âleminde bir vaziyette aramaya koyulur. Anlatı ormanlarında, adeta metinler arası gezintiler yapan kahraman anlatıcı. Kırmızı Başlıklı Kız’dan Kırk Haramiler, Donkişot'tan Katka’nın Dönüşüm’üne ve oradan Binbir Gece Masalları’na uzanan gerçeküstü bir maceraya çıkar.
I. Zamandizinsel öykülemenin tümüyle geride bırakıldığı, montaj/kolaj tekniğinin ağırlıklı olarak kullanıldığı bir metindir --- Gazete yazıları, "şehzadenin öyküleri", Hurufilik üzerine ansiklopedik bilgilerin yer aldığı, tasavvuf metinlerine göndermelerle dokunmuş bir romandır.
II. “Kurgunun serüveni” olarak tanımlanan --- , yazarda eskiden beri var olan tarih merakının bir ürünüdür, ikisi de bilim adamı olan İtalyan köle ile Osmanlı sahibinin öyküsünü içerir.
III. Yüzyıl dönümü İstanbul’da başlayan --- Türk toplumunun ilk burjuva ailelerinden birinin üç kuşak süren uzun öyküsünü içerir. Geleneksek-gerçekçi özellikler taşıyan; olayları, akan bir zamanın art ardalığı içinde anlatan ve kimi yerde gerçekle bire bir örtüşen dış dünya betimlemelerinin yer aldığı bir romandır.
IV. Yazarın --- adlı eseri ise gizemli bir kitap çevresinde ve okuyan gençlerin ekseninde, yol, yolculuk, hayat, ölüm, şiir gibi sorgulamaların yapıldığı, postmodern tekniklerin oldukça yoğun olarak kullanıldığı “lirik öğelerle bezenmiş poetik bir roman” olarak nitelenebilir.