11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyat 2. Ünite Hikayede Cumhuriyet Dönemi’nde Hikaye ( 1923-1940 ) Soru Testleri - Test Çöz - 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I. Grup
I. Köyü ve köylü gerçekliğini, büyük şehirlerdeki yoksul insanları gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtmıştır.
II. İşçilerin yaşamlarını, emek sorununu ve sömürüsünü, küçük üreticinin sıkıntılarını yazmıştır.
III. Cumhuriyet Dönemi'nde korku türünde hikaye kaleme alan ilk hikavecirnizdir.
IV. Yazınımızda durum (kesit) öykücülüğü ile özdeşleşmiş bir sanatçıdır.
V. Akdeniz medeniyet tarihinden ve deniz emekçilerinden izler taşıyan hikayeler kaleme almıştır.
II. Grup
• Sadri Ertem
• Sabahattin Ali
• Sait Faik Abasıyanık
• Kenan Hulusi Koray
Kağnıya yetişemeden tekrar düştü, yüzü yolun beyaz ve kül gibi ince tozlarına gömüldü. Kağnı, taşlara çarptıkça, üzerinde bağlı yükü iki tarafa fırlatarak ve yükselip alçalan uzun, yanık gıcırtılar çıkararak ve ay ışığının altında ve gecenin sessizliği içinde arkasında hafif bir toz bulutu bırakarak ağır ağır kendi
1923 - 1940 arası süreçte öykücülüğümüzde etkisini duyuran eğilimlerden biri, öncülüğünü ---- yaptığı kesit öykücülüğüdür.
1940 - 1960 arası süreçte bazı hikayeciler, toplumcu gerçekçi bir tutumla hikayelerini yazmıştır. Söz konusu yazarlar, köylerdeki toprak kavgalarına, ağa - köylü,
güçlü - güçsüz, zengin - fakir çatışmalarına, köyden kente göçün doğurduğu sosyal ve ekonomik sorunlara, geçim mücadelesine, işçilerin problemlerine yer vermiştir.
Avurzavur Kahvesi
Sahan Külbastı
Sönmüş Yıldızlar
Yakacık Mektupları
I. Denizgergedanının başı yuvarlak, ağzı küttür. Sırt
yüzgeci yoktur. Bu canlı, sürüler halinde dolaşır. Eti ve yağı için avlanır.
II. Günlük işlerdeki temaslar ve giyilen elbiseler, epidermisin üst tabakalarındaki hücrelerin dökülmesine sebep olur. Bu hücrelerin yenilenmesi epidermisin alt tabakalarındaki hücrelerin üste doğru gelişmeleri ile olur. Epidermisin katının kan dolaşımı yoktur.
III. Uzak hedefler bir ülkenin eğitim felsefesini ve eğitime bakış açısını, yani politik felsefeyi yansıtır ve uzak hedeflerin fonksiyonu eğitim hizmetlerine yön gösterir. Eğitim felsefelerinin bu yönüyle hem genel hem de özel hedeflerin üst belirleyicisi konumunda oldukları söylenebilir.
IV. Dil öğrenmenin kalbi, zihnimizin sınırsız bir becerisidir.
İnsanlar dil becerilerini kullanarak yaşam boyu öğrenmekte ve kendini geliştirmektedir. Dil, bireyin kapasitesini sonuna kadar geliştirme, karmaşık sorunları çözme, bilimsel düşünme, çeşitli değerlere sahip olma gibi özelliklerini doğrudan etkilemektedir.
V. Kadıköy vapuru bir lodos dalgası gibi şiddetle çarparak köprüye yanaştı. Evvela bir iki cesaretli kişi kendini iskeleye fırlattı. Arkasından sarsıntıyla çözülüp
içindekiler dağılan bir kırpıntı bohçası gibi alacalı bulacalı bir kalabalık söküldü.
Hikayelerinde sade bir dil ve içten bir anlatımı benimsemiştir. Onun hikayelerinde olay değil, metropol insanının yaşamından kesitler yer alır. Kişi ve çevre tasvirlerini ustalıkla yapmıştır. Hikayelerinde hayalle gerçeği başarıyla bir araya getirmiştir. İşçilerin, balıkçıların, sıradan insanların, yoksul çocukların hayatlarını konu edinmiştir. ----
Sanatçı
1. Sait Faik Abasıyanık
II. Nahit Sırrı Örik
III. Sadri Ertem
IV. Sabahattin Ali
V. Bekir Sıtkı Kunt
Yapıt
a. Eve Düşen Yıldırım
b. Sırça Köşk
c. Bir Şehrin Ruhu
d. Yataklı Vagon Yolcusu
e. Lüzumsuz Adam
Küçük bir çam ormanı... Vakit sabah ... Arı, sinek, kuş sesi. ..
Bir siyah gözlükten görülen yerde ve ağaçlarda güneş parçaları ... Sonra uzak, göğün kendi renginden biraz daha koyu kıyılara giden hudutlu bir deniz ... İşte böyle bir yerde köyün insanlarını düşünüyorum. Kitaplar, bir zaman bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmiştiler. Hayır, şimdi insanları, kitapların öğrettiği şekilde sevmiyorum.
Tüneldeki Çocuk
Sarnıç
Alemdağ'da Var Bir Yılan
• ----: Hikayenin başlı başına bir edebiyat türü olduğunu belirten yazar, hikayelerini Avurzavur Kahvesi, Elde Bir Mustafendi, Telak-ı Selase ve Kına Gecesi adlı kitaplarda bir araya getirmiştir.
• ----: Hikayelerinde sosyal meseleleri işleyen bir yazarımızdır. Teravihten Sahura, Meşhedinin Hikayeleri. Gün Doğmayınca, Kız AU adlı eserlerinde hikayelerini toplamıştır.
• ----: Hikayelerini beş kitapta bir araya getirmiştir. Bunlar
Yeni Dünya, Sırça Köşk, Ses, Değirmen ve Kağnıdır
Açıklamalar | Eserler |
Tez odaklı hikayeler kaleme almıştır. Onun hikayelerinde Batı taklitçiliğinin eleştirisi, işçi ve köylülerin sorunları, ezen ve ezilen ilişkisi geniş yer tutar. Silindir Şapka Giyen Köylü, Korku yazarın hikayelerindendir | I Otlakçı II Bir Yudum Su III Mahalle Kahvesi IV Olağan İşler V Bay Virgül |
Denizi, deniz işçilerini, süngercileri ve balıkçıları anlatmıştır. "İstanbul Hikayecisi" olarak adlandırılmıştır. 1 Havuz Başı, Kumpanya, Semaver adlı eserleri vardır. | |
Yedi Meşale topluluğunun tek hikayecisidir. Hikayeciliğimize korku temasını getirmiştir. | |
Çehov tarzı öykücülüğün edebiyatımızdaki temsilcilerindendir. Küçük insanı, evlilik ve aileyi, ev kadınlarını, esnafları, memurları, bürokratları, yöneten-yönetilen ilişkisini, orta sınıfın bütün mensuplarını anlatmıştır. Sade ve sağlam bir dille eser vermiştir. |
Beraber yürüdüler, Ada iskelesinin ikinci mevki bekleme salonuna girdiler. Tahta kanepelerden birine yan yana oturdular.
I. Grup | II. Grup | |
I. | İhtiyaç çilingir | Reşat Nuri Güntekin |
II. | Leyla ile Mecnun | Sabri Ertem |
III. | Bacayı İndir Bacayı Kaldır | Kenan Hulusi Koray |
IV. | Bir Yudum Su | Memduh Şevket Esendal |
V. | Ege Kıyılarından |
(I) Sosyal gerçekçi yazarlar, özellikle realizm ve
natüralizmin etkisiyle hikayelerini yazmışlardır.
(II) Gözleme önem verip sade bir dil kullanmışlardır.
(III) Konuşma dilinin özelliklerine yer vererek hikayelerindeki kişileri yöresel ağızlarına göre konuşturmuşlardır.
(IV) Toplumcu gerçekçi hikayeciler; yapıtlarını, görüşlerini halka iletmek için bir vasıta olarak kullanmışlardır.
(V) Edebiyatçının dili estetik bir biçimde kullanmasının gerekliliğini vurgulamışlardır.