11. Sınıf : Türk Dili Edebiyatı 2. Ünite : Hikaye - Cumhuriyet Dönemi’nde Hikaye ( 1940-1960 ) Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Mecazlarla, soyut sözcüklerle dolu, kendine özgü zengin bir cümle yapısı kurmuş, "Şiirlerimde sustuğum şeyleri roman ve hikayelerimde anlatırım." diyerek nesir dili ile şiir dili arasında büyük bir ayrım yapmamış, şiirde söylenemeyecek şeyleri hikaye ve romanlarında dile getirmiştir. Hikaye
ve romanlarında şiirsel bir niteliğin olması bu durumdan kaynaklanmaktadır. Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Huzur adlı eserlerinde bu durum somut olarak görülebilmektedir.
Akılsız başını bir daha yumrukladı. Kendini bildi bileli dalgınlıktan kurtulamamıştı. Her gittiği yerde ya şemsiyesini ya bastonunu ya gözlük kutusunu unutur, akşam eve gidince Hadiye Hanım'dan bir temiz azar işitirdi. Zavallı karısı, şimdiye kadar az mı bağırdı ya, dalgın kocasını az
mı payladı? Eyvah, hele bunu duyarsa Hadiye Hanım'ın iki eli beline yapışacak, yuvarlak gözleri yumurta gibi şişecek, belki de ...
I. Anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
II. Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
III. Hakim anlatıcı söz konusudur.
---- Anlatı kahramanlarını kültürlerine, yaşam biçimlerine ve kişiliklerine uygun konuşturmuştur. Akıcı ve canlı bir anlatımı vardır. Öykülerinde ruhsal çözümlemelere geniş yer vermiştir. Bir Mekteplinin Hatıraları, Ateş Böcekleri yazarın hikaye türündeki eserlerindendir.
Sanat Yapıt
I. Kemal Bilbaşar a. Kardeş Payı
II. Orhan Kemal b. Duisburg Treni
III. Kemal Tahir c. Anadolu'dan Hikayeler
IV. Fakir 8aykurt d. Oğlumuz
V. Tarık Buğra e. Göl İnsanları
----: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hikaye türündeki bir eseridir.
----: Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın kaleme aldığı bir hikaye kitabıdır.
----: Dursun Akçam tarafından kaleme alınmıştır.
Altımda ebem gümeçleri hışır hışır kırılıyor. Elimde yapraklı, tomurlu, top top beyaz çiçekli bir dal... Küçücük ninelerin oluşturduğu çiçek yumakları...
Metin
Akşama doğru vapur iskelesine gittim. Daha vapura vakit vardı. İki çocuk iskelenin parmaklıklarında cambazlık yapıyor, bir adamla mini mini bir kız çocuğu elleri balık
pulu içinde, balık avlıyorlardı. İskelenin içi çırpınmayan bina gölgeleri düşmüş denizi Monako Prensi'nin akvaryumu gibiydi. Köyden güneş çekilmişti. Onu tarifelerin asıldığı siyah tahtanın dibine çömelmiş gördüm. Yüzü kıpkırmızıydı.
Anlatı teknikleri
I. Özetleme II. 1. kişili anlatım III. Leitmotiv IV. Tasvir etme V. Kolaj
I. Ege'yi, Bodrum'u, Akdeniz savaşlarını anlatmıştır. Öykülerinde anlattığı olayları doğrudan yaşayan bir insan duyarlılığı ile yansıtmıştır. Öykülerinin şahıs kadrosu; dalgıç, süngerci, balıkçı, tayfa, kaptan gibi deniz emekçilerinden oluşur.
II. Güçlü betimlemelere imza atmıştır. Anlatı kişilerinin ruh durumlarını detaylıca ve ilmi veriler ışığında ortaya koymuştur. Onun hikayelerinde başta psikiyatri ve psikoloji olmak üzere çeşitli bilim dallarının verilerinden yararlanıldığı görülür.
III. Bilinçaltına ve psikolojik süreçlere eğilmiştir. Bilinçaltı ve rüyayı özellikte ete almıştır. Kimi hikayelerinde sürrealizmden faydalanmıştır.
IV. Şiirsel bir anlatımla eser vermiştir. Her türden tipi hikayelerinde işlemiştir. Eşyanın ve olayların iç yüzüne eğilmiştir. Yöresel söyleyişten uzak durmuştur.
V. Hikaye kişilerini çoğunlukta yoksul, ezilen ve sömürülen insanlardan seçmiştir. Sade bir dil ve bir yaklaşımla eser vermiştir. Diyaloglara bolca yer vermiştir.
Metin:
ilkin şaşırdı. Onun kasa yapımındaki yorgunluğunu şuradaki serin sularla giderdiğini, içini dışını yıkadığını sanmıştı. Derken ürktü, yüzüne bakmadı onun.
Anlatı teknikleri:
I. Özetleme II. İç çözümleme III. Diyalog IV. Şuur akışı V. Pastiş
Bakış Açısı | Mekân | Zaman | Kahraman Sayısı |
Gözlemci | Belirsiz | Belirsiz | 1 |
I. Grup II. Grup
I. Doktor Monro'nun Mektubu Halikarnas Balıkçısı
II. Ölü Ekmeği Tarık Buğra
III. On Binlerce Kağnı Dursun Akçam
IV. Ege'nin Dibi İlhan Tarus
V. İki Uyku Arasında
Bu sırada ilerleyen kafile; selin batıra çıkara, vura çarpa sürüklediği bir yıkıntıdan başka bir şey değildir. Karanlığın içinde düşerek çamurlara gömülenler, üstüne basılarak ezilenler çoktur. Ayşe, hala yükünü atmaya razı olamıyor. Yüzü ve vücudu belki de yağmurdan fazla döktüğü soğuk terle ıslanmıştır. Soluk soluğadır. Dizlerinde, ayaklarını çamurdan çekebilecek güç gittikçe azalıyor, kollarında ve boynunda öyle bir kesiklik, bir uyuşma, bir karıncalanma, sonunda bir uyuşma var ki. .. Gözlerini kapıyor, sol kolunun açılıp yükünü, kendiliğinden bıraktığını ancak yarı anlayabiliyor.
Toplumsal yapıdaki çelişkileri vurgulamıştır. Hareketli ve canlı bir anlatımla hikayelerini kaleme almıştır. Okurda gerçeklik hissi uyandıran anlatı kişileri kurgulamıştır. Emekçileri, ezilen sınıfları konu etmiştir.
Benim okuyacağım öykülerin genel özellikleri şöyle olmalıdır:
• Üslubu yalın olmalıdır.
• Gerçekçi ve gözlemci yönü güçlü olmalıdır.
• Toplumu ilgilendiren sorunlara yer verilmelidir
I. Duvarda iki resim levhası vardı. Birisi bir bostan dolabının gölgesini ve şıkırtısını kovaların akşam ışığıyla dolmuş parıltısını bir fotoğraf hissizliği ile aksettiriyor.
Bir diğeri acemi fakat çok hassas bir fırçanın çok çabuk kaçan bir hayali zaptetmek için baş döndürücü bir acele içinde çırpındığı bir genç kız portresi idi.
II. Öküzleri kumandanlığın kapısına bağladı, içeri girdi ve paşayı görmek istediğini söyledi. Kumandanın karşısına çıkınca:
- Hay Paşam! dedi, bu ölümden bıktım artık. Biraz da yaşayalım olmaz mı?
- Elbette bacı nine, elbette artık ferahla yaşayacağız.