10. Sınıf : Tarih - 4. Ünite : Destan - Destan - Destan - Efsane Çeşitleri ve Özellikleri Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Hunların eski tanşularından birinin o kadar güzel iki kızı vardı ki Ulu Tanrı’nın bunları insanoğlu ile evlendirmek için hâlk etmiş olduğuna bir türlü inanamıyordu. İşte bu fikirle kızlarını Tanrı ile evlendirmek için memleketinin kuzey taraflarında yüksek bir kule yaptırdı. Güzelliklerinin kurbanı olan bu iki konçuy (prenses) buraya hapsedildiler. Tanşu, gelip kızları ile evlenmesi için Tanrı’ya dualar etti. Bir kurt (börü) Hun konçuylarının mahpus bulunduğu kulenin etrafında gece gündüz dolaşıyor, kuleyi gözetliyordu .…….
Her şeyden önce su vardı. Yer, ay, gök, güneş yoktu. Sadece Tanrı Kayra Han (Kuday) vardı ancak yalnızdı ve canı sıkılıyordu, sudan gelen bir ses ona “yarat” dedi. O da kendi gibi birini yarattı ve ona kişi dedi. İkisi de birer kara kaz gibi su üzerinde uçuyorlardı. Tanrı Kayra Han bir şey düşünmüyordu. O sırada Kişi, yeli bulup suyu dalgalandırdı. Kayra Han’ın yüzüne su sıçrattı. Bunu yapınca da kendisinin Tanrı’dan güçlü olduğunu sandı; daha yüksekte uçmak istedi. Ama uçamadı; suya düşüp dibe battı. Boğulmak üzereydi. Bana yardım et! diye bağırıp Kayra Han’dan yardım istedi.
Destanın içeriğini Mete Han olduğu düşünülen kahramanın dünyaya gelişi, büyümesi, canavarı öldürmesi, boylara ad vermesi, yurdunu oğulları arasında bölüştürmesi ve vasiyeti oluşturmaktadır. Destanın ana konularını ise kahramanın cihan fethini gerçekleştirme arzusu, bu arzunun ortaya çıkış nedenleri ve bunu gerçekleştirmesi için kendisine yardımcı olan kişiler oluşturmaktadır.
Destanda Büyük İskender’in doğu seferi ve bu sefer sırasında yaşananlar, Saka hükümdarının halkını korumak için geri çekilmesi işlenmiştir.
.......... en önemli özelliği yıllarca ağızdan ağza dolaşarak aktarılması, kısa ve gerçeküstü olması ancak insanların inandığı fantezi dolu olaylar içermesidir. Gerçeklik alımlaması inanılmaz değildir. Zira tarihsel bir olay ve kişi üzerine kurulur, yer ve zamanla da bağlantısı bilinebildiğinden üzerine ne kadar hayalî veya millî bilinçle inşa edilmiş motifler ve abartılı anlatılar konulursa konulsun okuyucu veya dinleyici tarafından tamamına yakını genelde gerçek olarak alımlanır.
......... Bir demirci şöyle dedi: Bir yer bilirim, orada demir madeni var, eritir kendimize yol açarız. Yeter ki bu ülkü yüreğimizi, demiri eritecek kadar doldurmuş olsun.” dedi. .........
Erzurum’un Aşkale ilçesinin Kandilli bucağına bağlı Merdiven köyünde evlenme çağına gelen bir delikanlıya komşu köylerinin birinden güzel bir gelin getirilmektedir. Gelini getirecek alayda damadın erkek kardeşi de bulunmaktadır. Bölgenin âdetine göre damat, gelin getirecek alayda bulunmaz, evin damında onların gelişlerini bekler. Gelini getiren alayın bir istirahat anında yengesini gören damadın kardeşi, onun güzelliğine vurulur ve içine bir ateş düşer. Artık aklı hep gelindedir. Delikanlı geline baktıkça bir hoş olur. Gelin de bir müddet sonra onun bakışlarına karşılık verir. Bunlar birbirlerine baka baka köyün giriş yerine kadar gelirler. Anlatıldığına göre düğün alayı tam köye gireceği sırada gelinle damadın erkek kardeşi taş kesilirler. Köylüler girişteki bu taşlara "Gelin Taşları" adını vermiştir. Hatta bu iki genç arasındaki ilişki, köylülerce uygun görülmediğinden gelen geçen taşlara tükürür ya da taş atarlarmış.