9. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 3. Ünite : Şiir - Edebi Sanatlar - İmge - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
Bu dizelerde “gözler” derin bir “göl” e benzetilmiş; göl söylenmeyerek — sanatı yapılmıştır.
Peygamberi çağlar boyu kurtardıkça
Kutsaldır örümcek yeni ağlar örerek
Bu dizelerde, Hz. Muhammed’in Hz. Ebubekir ile birlikte Hira Mağarası’na sığınışları ve onları Kureyşlilerin saldırısından bir örümcek ağının koruduğu anımsatılarak — sanatı yapılmıştır.
Gözlerin dolu melâl
Yüzün ince bir hilâl...
Afrodit, istiridyeden doğmuş;
Yazık,
Doğacak ana bulamamış
Zavallıcık!
Şair, Afrodit’in istiridyeden doğması motifinin aslında eski mitolojiye özgü bir şey olduğunu, gerçekte bir insanın istiridyeden doğamayacağını biliyor ancak bilmezden gelerek — sanatını yapmıştır.
Bir olayın gerçek sebebini bir yana atarak onun yerine güzel bir sebep bulma sanatına hüsnütalil adı verilir. — dizelerinde bu sanatın örneği vardır.
Birdenbire mesudum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul’un en özlü sesiyle
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık
Uykumda bütün bir gece körfezdeyim artık
“Sultanu’ş-şuara” olarak tanınan Bâkî’ye kaç çeşit dost olduğunu sorarlar. Şair bunun yanıtını şöyle verir: “Üç çeşit dost vardır: Bir dost vardır ki gıda gibidir, sen her gün onu ararsın. Biri de var ki ilâç gibidir, gerektiğinde ararsın. Ama öyle dostlar da vardır ki hastalık gibidir, o seni arar bulur.”
Ünlü bir filozofa:
Servet ayaklarınızın altında olduğu hâlde neden bu kadar fakirsiniz? diye sorulduğunda şöyle yanıt vermiş:
Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
Eylülde mel’ûl oldu gönül soldu da lâle
Bir kâküle meyletti gönül geldi bu hâle
Gelmez bu alem neyleyim fazla su’ale
Bir hâile ömrüm ki alınmaz bile kâle