Edebi Sanatlar - İmge - 5

ı. Yine kandiller tutuştu gökyüzünde 
Bir yangın başladı yüreğimizde
II. Yerde bülbül, sarışın bir şair 
Güneş, üstünde bir altın güldür
III. Bir yanımız yaprak döker 
Bir yanımız bahar bahçe
IV. Kalenin dibinde üç ağaç incir 
Çekme zincirleri kollarım incir
V. Yıldızlar görse bendeki güzelliğini 
Birer birer düşerler içimdeki denize

 I. Kömür gözlüm seni sevdim sakındım 
    İndim has bahçene güller şokundum
II. Güzel gitti diye pınar ağladı 
    Acıdı yüreğim yandı pınara
III. Ala gözlerini sevdiğim dilber 
    Sana bir sözüm var diyemiyorum
IV. Çıktım yücesine seyran eyledim
    Gördüm ak kuğulu gözler perişan

İngiltere’de iken Fuat Paşa’yı kabul eden Kraliçe Victoria, taktığı küpeyi Paşa’ya göstererek bunu Sultan Abdülmecid’in kendisine hediye ettiği bir mücevheri bozdurarak yaptırdığını ve kulağına taktığını anlattıktan sonra sorar:
Acaba Sultan Abdülaziz, bu hareketime kızar mı?
Fuat Paşa şöyle der:
Bilâkis efendim, İstanbul’dan gelen şeylere bu kadar kulak verdiğiniz hatta kulağınıza küpe yaptığınız için çok memnun olurlar.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer 
O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer

Bir olguyu gerçek nedeni dışında, hoşa giden bir nedene bağlamaya “ hüsnütalil” denir.

Gökte top sesleri var, belli, derinden derine 
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı? Hisar’dan mı? Kavaklar’dan mı?

I. Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden
II. Ak gerdanda benler öldürdü beni
III. Tekrar o alev gömleği giymiş gibi yandım
IV. Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
V. Seni sarayım derken dikenin battı

Yağmur gibi doldursan odayı gözlerinle
Yalan konuşacak aynalar gözlerinle
Ve gün avuçlarında kayan gümüş bir balık