11. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 1. Ünite: Edebiyata Giriş - Edebiyatın Sanat Akımlarıyla İlişkisi Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Ben ve arkadaşlarım gerçeğin olduğu gibi değil, simgelerle anlatılması gerektiğine inanırız. Özellikle şiirde dış dünyanın değiştirilerek anlatılabileceği düşüncesine sahibiz. Eserlerimizde anlam kapalıdır çünkü okurun duygu dünyasına ancak bu şekilde hitap edebileceğimize inanırız.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Bu şiirde romantizme tepki olarak doğan, duygu ve hayalin yerini gerçeklerin aldığı --- akımının etkisi vardır. Bu akımda ölçü, uyak, ses uyumu gibi öğeler önemsenmiştir.
I. 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır.
II. Akla ve mantığa önem verilmiştir.
III. Erdem ve ahlak ön planda tutulmuştur.
IV. Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa, Türk edebiyatındaki temsilcileridir.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz.
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Cahit Sıtkı Tarancı bu şiirinde birtakım semboller aracılığıyla duygularını ifade etmiştir. Tarancı’nın şiirinde müzikalite ve anlam kapalılığı ön plandadır. Lirizmin yoğun olduğu şiirde “sanat için sanat” anlayışı hâkimdir.
I. “Sanat için sanat” akımı benimsenmiştir.
II. Olaylar ve kahramanlar günlük hayattan seçilmiştir.
III. Deney ve gözlemin edebiyata da uygulanacağı görüşü savunulmuştur.
IV. Olaylar ve kahramanlar karşısında sanatçılar tarafsız kalmışlardır.
V. Yapıtlarda çirkinlikler ve bayağılıklar olduğu gibi aktarılmıştır.
(I) Parnasizm, XIX. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. (II) Parnasizmde biçim özelliklerinin mükemmelliği önemsenmiştir. (III) Dış dünyanın betimlenmesi esastır. (IV) Sanat, toplum içindir, anlayışı hâkimdir. (V) Konular genellikle tarihten alınmıştır.
Fransa’da 1886’da, kendi adıyla yayımlanan bir dergiyle ortaya çıkmıştır. Şiir türüne özgü bir akımdır. Gerçekçilik diyebileceğimiz bu akım bir anlamda realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluşmuştur. Bu akımın etkisindeki sanatçılar şiiri salt biçim olarak görürler. Bu nedenle biçim güzelliğini her şeyin üstünde tutarlar, uyağa da çok önem verirler.