11. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 9. Ünite: Eleştiri - Eleştiri Test Soruları - Test Çöz- 2023 Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Kazanım Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Yakup Kadri’nin ilk üç romanı aynı zaman dilimindeki değişik çevreleri ve kişileri irdeler. Kiralık Konak, 1908-1918 arasında XIX. yüzyıl ortalarında başlayan Batılılaşmayı, konak yaşamının büyük aile yapısında simgeleşen ortamında anlatır. Büyük ailenin geleneksel yapısı, genç kuşaklarla eski kuşakların çatışması nedeniyle çatırdamaktadır. Nur Baba, aynı dönemde, imparatorluk dönemindeki kültürel ve toplumsal yaşamda önemli bir yeri olan kurumların çözülüşünü yansıtır. Bu eserinde ailenin ve toplumsal yaşamın değişimini; Nur Baba tekkesini. Eşref Paşa konağını ve Safa Efendi’nin yalısını betimleyerek verir.
Geçmişte yapılan edebiyat kavgaları Cumhuriyet Dönemi’nde artış gösterir. İkinci Yeni, sosyal realizm, köy edebiyatı, bunalım edebiyatı ile ilgili tartışma ve kalem kavgaları bunun en önemli göstergesidir. Kullanılan eleştiri kuram ve yöntemleri bu dönemde çeşitlenmiş, kuramsal çalışmalar her geçen yıl artmıştır. Yazarlar ve şairler eleştirme ve eleştirmenin gerekliliğine inanmışlardır.
I. Nurullah Ataç,
II. Mehmet Kaplan,
III. Ahmet Hamdi Tanpınar,
IV. Halit Ziya Uşaklıgil
bu dönemin önemli eleştirmenlerinden sayılmışlardır.
Kuyucaklı Yusuf, Türk Edebiyatı’nda başkaldırı temasını işleyen ilk romandır. Diğer yandan Anadolu’daki toplumsal düzene yönelik getirdiği eleştirilerle de öncü sayılabilir. Bu özelliğiyle 1950’lerde yaygınlaşmaya başlayan köy edebiyatına yönelişte de önemli rol oynamıştır, denilebilir. Roman, Birinci Dünya Savaşı öncesi Edremit dolaylarında geçer ve Yusuf ile Muazzez’in aşkı etrafında şekillenir. Şiirsel, sürükleyici bir yapıya sahip olan Kuyucaklı Yusuf'ta romantizmle gerçekçilik dengelenmiş, öykünün akışı içinde çizilen bir Anadolu kasabası ve insanları, töresel bir boyut kazandırılarak sıcak, inandırıcı biçimde anlatılmıştır.
Kepez’de yeniliklere açık olma düşüncesi, şiirin biçim özelliklerinden açıkça görülmektedir. Şiirin geleneklerden kopmayan yanları; şiire serpiştirilen ahenk unsurlarından, rastgele de olsa mısra sonlarına dağılan ses benzerliklerinden, sık sık kullanılan ikilemelerden, mecaz, teşhis ve intak gibi söz sanatlarını kullanma eğilimlerden açıkça görülmektedir. Halk ve divan şiirimizin bu karizmatik unsurlarının Kepez şiirinde özellikle kullanıldığı dikkatten kaçmaz.
I. Köklü bir bilgi birikimine sahip olmalıdır.
II. Tarafsız ve yapıcı olmalıdır.
III. Dili açık ve anlaşılır olmalıdır.
IV. Eserin estetik yönünü görebilmelidir.
V. Okurda, estetik zevk uyandırabilmelidir.
Bir metnin incelenmesinde asıl olan nokta; o metnin farklı bir gözle görülerek tanıtılması; farklı açılardan ele alınıp analiz edilmesi ve tanımlanmasıdır. Metin belli başlı kabuller içerisinde değerlendirilerek ondan, fayda ve güzellik adına hüküm çıkarılmalıdır. Bu değerlendirmede, eserin belli kabullere uygun olmayan noktalarına temas edilebileceği gibi o eserin dil, şekil, yapı ve anlam bakımından güzelliklerine de bakılmalıdır. Görünen anlamının derinliğinde yatan zengin hayal dünyası; fikirlerin ve duyguların dışa yansıyan ince, derin ve estetik yanları da ortaya konulmalıdır.
(I) Eleştiri türü, Türk edebiyatına Fecriati Dönemi’nde makale, fıkra, deneme ve sohbet türleri gibi Batı edebiyatından geçmiştir. (II) İlk zamanlarda dil ile ilgili eleştiriler yazılmıştır. (III) Sonra Namık Kemal ve Recaizâde Mahmut Ekrem, eleştiri türünün sınırlarını genişletmişlerdir. (IV) Servetifünun Dönemi’ndeyse Batı tarzında eleştiriler kaleme alınmıştır. (V) Fakat gerçek anlamda eleştiri Cumhuriyet Dönemi’nde verilmeye başlanmıştır.