12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 2023 yılına ait yeni nesil sorular ile online test çöz. Bilgisayardan, telefondan ya da tabletten tüm sınıflara ait testleri çöz ve cevapları öğren.
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I. Metinlerde olay, ya metindeki kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkan olay halkalarıdır.
II. Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır.
III. Hikâyede olayı okuyucu / dinleyiciye aktaran kurmaca kişidir.
IV. Herhangi bir varlık, olay ve insan karşısında, sahip olduğumuz dünya görüşü, hayat tecrübesi, kültür, yaş, meslek, cinsiyet, ruh hâli ve yere göre aldığımız algılama, idrak etme ve yargılama tavrıdır.
Sana benzeyen bir adam gördük. Elinde yırtık bir evrak çantası vardı. Senin gibi bitkin, yorgundu. Suratından düşen bir parça oluyordu. Hatta bir aralık nereye böyle diyecek olduk. Baktık ki suratın bozuk, vazgeçtik. Yanımızdan geçerken “Müsaade buyurun.” deyince adama dikkatli baktık... Sen değilsin. Ama yine de sana benziyordu.
— Ne tramvayında gördünüz, dedim.
— Edirnekapı tramvayında, dediler.
Boş bulundum:
— Odur muhakkak, dedim.
Kimdir diye sordular ama söylemedim sanki o olduğuna eminmişim gibi.
— Hiç canım, dedim, ben de gördüm de o adamı. Evkafta tahsildarmış. Az daha ben bile, “Ne arıyorsun buralarda?” diyecektim, “Mehmet, oğlum?”
Ayşe, yanında diz kapaklarına kadar çamurlara bata çıka yürümeye çalışan Ali’nin mini mini elini bırakmak istemiyor. Boynuna dolanan güçsüz kolları da çözmeye cesareti yoktur. Kucağındaki ıslak, kımıltısız, sessiz bohça ona zaten cansız gibi görünüyor. Belki kendiliğinden, soğuktan, sudan, havasızlıktan, ezilmekten ölmüştür. Ananın bir ümidi budur: Yaşamadığını anlayarak, acı çekmeden, kundağı bir tarafa, en az çamurlu, en az batak yere bırakıvermek… Bütün o kıyamet içinde, elinden tuttuğunu ve omuzlarında taşıdığını sürüklerken kucağındakine eğiliyor, dinliyor... Ses işitmemek, hareket duymamak ümidiyle dinliyor ve yavrusunun kısık kısık, ılık ılık ağladığını duyuyor, “eyvah!” diyor.
Bu parçada,
I. Hâkim/İlahi bakış açısı
II. Kahraman bakış açısı
III. Gözlemci bakış açısı
Servi ile gürgen arası uzanıp giden çamlar, durgun göle yansıyan akşamın kızıl ışıklan, arkalarında gümüş bir iz bırakarak süzülen kuğu kuşları ... Ufukta pembe tüller ile uçuşan bulut kümeleri. Doruklarında kar parıltıları ile dikilen yalçın dağlar. Göllerde Haşim'in şiirlerini terennüm eden kamışlar. Kamışların arasından ormanın kuytularına saklanmış kırmızı kiremitli, beyaz badanalı küçük eve doğru kıvrıla kıvrıla giden ıssız yol. Evin bacasından mutlu kıvrımlarla yükselen duman. Akşamın alacasında yuvalarına dönen kuşlar.
Haldun Taner, sadece hikâye ve tiyatro oyunu yazan değildir. Çünkü Taner, mesajı olan bir yazardır. O, Türk yazarının en büyük görevlerinden birinin okuyan, eleştiren ve yetişmiş bir okuyucu yaratmak olduğunun bilincindedir. Bu nedenle yazarın hikâyelerine kaynaklık eden iki unsur bulunmaktadır. Bu unsurlardan birincisi yazarın yaşamı ve anıları, İkincisi gözlemleridir. Yazar içinde yaşadığı topluma ve toplumsal değerlere uzak olmadığı için, sosyal olaylara hikâyelerinde yer verir. Yazar bu doğrultuda toplumsal yaşamda öne çıkan aksaklıkları ve mizahi unsurları hikâyelerinde ön planda tutmuştur.