İlk Çağda Başlıca Medeniyet Havzaları - 2

Tarihçi Herodotos’a göre, Yunan kökenli kent devletleri
hiçbir zaman bir araya gelip tek bir Yunan devlet çatısı
altında toplanmamıştır. Lâkin söz konusu kentlerin
toplumlarını bir arada tutan dil, din ve kültür birliğidir.
 

Buna göre Yunan ortak kimliğinin oluşumuna;
 

I. Olimpiyat oyunlarının düzenlenmesi,
II. Pers saldırılarına karşı ortak savunma birliği kurulması,
III. Büyük İskender’in Yunanistan’ı egemenliği altına alması

Mezopotamya uygarlıklarından Sümerler Zigguratlarda yaptıkları çalışmalarla;
• bir yılı gökteki takımyıldızlarını esas alarak 12 eşit parçaya bölmüş,
• haftayı 7 güne ayırarak her birine gökteki tanrı olarak kurguladıkları 7 gezegenin adını vermişlerdir.
 

Buna göre Sümerlerle ilgili olarak;
 

I. astronomi çalışmalarında dinî eğilimlerinin etkili olduğu,
II. ilk takvim çalışmalarını yürüttükleri,
III. rahiplerin toplumda etkin konumda oldukları

Eski Çağ'da Roma İmparatorluğu’nda devletin yönetim
şeklini belirleyen temel unsur üst kurullar arasındaki
ilişki ve güç dengesidir, ilk dönemde yürütme gücünü
elinde tutan yönetici devlete hâkim ve etkin iken daha
sonraki dönemde halk meclisleri etkisini artırmış ve
senato danışma organı olmakla birlikte güçlenmiştir.
Bunun ardından gelen dönemde ise yönetici olanlar
yetkilerini halk meclisi ve senato karşısında artırmış,
zamanla bu organlar tamamen sembolik hale gelmiş ve
devlet tamamen hükümdarın denetimi altına girmiştir.

MÖ VII. yüzyılın ortalarında Lidyalıların ilk altın sikkeleri
basmasından önce ticari ürünler genel olarak
belli ağırlıkta gümüş karşılığında alınıp satılmaktaydı.
Değiş tokuş sisteminin temelinde de malın karşılığı
olarak belirlenmiş belli ağırlıkta gümüş değeri esas alınırdı.
 

Bu durumun;
 

I. ticari hacmin gümüş rezervine bağımlı kalması,
II. değerli maden stoğuna sahip ülkelerin ekonomiye yön vermesi,
III. altın sikkelerin basılmasından sonra gümüşün kullanımdan kalkması

Tanım: Kast, insanların doğunca içine girdikleri ve  ölünceye kadar değiştiremeyecekleri iş bölümü örgütlenmesidir ve Hint düşünüşüne göre ideal bir toplumda, dört ana tabaka (kast) olmalıdır. Bu tabakalar şunlardır:
• Brahmanlar (din adamları ve bilginler)
• Kşatriyalar (askerler, soylular ve üst düzey bürokratlar)
• Vaişyalar (tüccarlar, zanaatkarlar ve çiftçiler)
• Şudralar (hizmetkârlar).
Ayrıca “dokunulmazlar” olarak da adlandırılan ve hiçbir kasta dahil olmayan Dalitler (Paryalar) de vardır.
 

Buna göre kast sisteminin Hindistan’da;
 

I. kastlar arasında kültürel etkileşim ve kaynaşmanın sınırlı olması,
II. ulus bilincinin gelişiminin zayıflaması,
III. farklı etnik güçlerin bölgeye egemen olmasının kolaylaşması

Urartu Devleti, yüksek kayalıklar üzerinde kurulmuş,
kalelerini ve eteklerindeki sivil yerleşmelerden oluşan
kentlerinin çoğunu Van Gölü havzasında ve kuzeyde
Aras Nehri vadisinde inşa etmiştir.

Yunanistan topraklarının dörtte üçü dağlıktır ve topraklarının
da sadece beşte biri tarıma uygundur,
bunun yanında su kaynaklarının sınırlı oluşu tarımsal
faaliyetlerin kapasitesini daha da düşürmüş ve nüfusun
sınırlı ölçüde artışına izin vermiştir.
 

Bu durum İlk Çağ Yunanistan’ında;
 

I. denizciliğin önem kazanması ve koloniciliğin gelişmesi,
II. siyasal yapının yerel ölçekte kalması ve merkezi otoritenin kurulamaması,
III. Yunan kültürünün çevre bölgelerde yayılması