8. Sınıf Türkçe 1. Ünite : Fiilimsiler - İsim-Fiil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Bazı sözcükler, isim - fiil eklerini almasına rağmen zamanla kalıplaşarak fiilimsi olma özelliğini yitirmiştir. Bu sözcüklere “kalıcı isim” denilmektedir.
Gözümde bir damla su deniz olup taşıyor
Çöllerde kalmış gibi yanıyor, yanıyorum
Bütün gemicilerin ruhu bende yaşıyor
Başımdaki gökleri bir deniz sanıyorum
Nasıl yaşayacağım ey deniz senden uzak
Yanıp sönüyor gözlerimde fenerin
Uyuyor mu limanda her gece sallanarak
Altından çivilerle çakılmış gemilerin?
I. Annem geldiğinde ona en sevdiğim yemekleri yaptıracağım.
II. Senin tavsiyenle bu kitabı okumaya başladım.
III. Çakmak bozulunca odunları kibritle tutuşturduk.
IV. Yağmurlar başlamadan önce yıpranan çatıyı onarmaksın.
(I) Çocukları tehlikelere karşı ikaz etmek, anne ve babanın görevidir. (II) Ancak bunda aşırıya kaçmak, çocuğu korkak ve güvensiz yapar. (III) Dikkatli olmalı, bu uyarılarda gereği kadar konuşup çocuklara çok yüklenilmemelidir. (IV) Bunun yanında, çocukların birbirlerini korkutmalarına da asla müsaade edilmemelidir.
Fiilimsiler isim soylu sözcükler olmakla birlikte ek eylem alarak cümlede yüklem görevini de üstlenebilirler.
İsim-fiiller, dilimizde bazen bir varlığın veya kavramın kalıcı adı olma eğilimi göstermektedir. Bu kelimeler, fiil kök veya gövdelerine getirilen isim-fiil ekleriyle yapılmalarına karşın, zamanla fiilimsi özelliklerini kaybederek kalıcı isme dönüşmektedir.
“Eve erken gelir.” cümlesinde “gelir” sözcüğü “çekimli fiil' dir ve cümlenin yüklemidir. “Ankara’ya gelişi ertelenmiş.” cümlesinde ise “geliş” sözcüğü fiil anlamını korumakla birlikte isim görevinde olduğu için “isim fiil” dir.
Gurbet Hikâyeleri, Refik Halit Karay’ın Memleket Hikâyeleri’nin bir devamı niteliğindedir. Memleket Hikâyeleri’nde memleket edebiyatını işleyen yazar, Gurbet Hikâyeleri'nde memleket hasretini somutlaştırmıştır. Yabancılar arasında yaşarken edinilen yabancılaşma ve yalnızlık duygusu, ana dili kullanma hasreti bu hikâyelerin temel konusunu oluşturur.