İslamiyet'in Doğduğu Dönemde Dünya - 2

Cahiliye Dönemi’nde Güney Arabistan’da Maînliler,
Sebeliler ve Himyerîler hüküm sürmüş, ardından bölge
Habeşliler ve Sâsânîler’in eline geçmiştir. Kuzey
Arabistan’da ise Nabatîler, Tedmürlüler, Gassânîler,
Lahmîler ve Kindeliler devlet kurmuşlardır.

Ukaz Panayırında ticaretin yanında edebî konuşmalar
yapılır; şairler en güzel şiirlerini okur ve güzel
bulunanlar Kâbe duvarlarına asılırdı.
Bu durumun Arap toplumunda;
I. Arapçanın gelişiminin hızlanması,
II. kültürel birliğin güçlenmesi,
III. Mekke'nin öneminin artması

Cahiliye Dönemi’nde Araplar arasında Kabe'nin ziyareti
en yaygın, köklü ve düzenli bir ibadettir. Kâbe ve
çevresi çeşitli kabilelerin tapındıkları putların muhafaza
edildiği Arabistan’ın en önemli dinî merkezidir.
Buna göre;
I. Kabe’nin İslam öncesi dönemde de kutsal kabul
edildiği,
II. Arap toplumunda politeist inanışın yaygın olduğu,
III. Mekke’nin, yarımadanın siyasi merkezi olduğu

I. Hilfü’l-Fudûl Antlaşması’na katılması
II. Habeşistan’a ilk hicretin gerçekleşmesi
III. Hudeybiye Antlaşması'nın yapılması
IV. Akabe Biatı’nın gerçekleşmesi
V. Medine kent devletinin kurulması

Tanım: Cahiliye kavramı özelde Arapların İslâm’dan
önceki inanç, tutum ve davranışlarını, genel olarak
da kişilerin ve toplumların İslam’la çelişen tutumlarını
ifade eden bir terim olarak kullanılmıştır
Buna göre;
I. kız çocuklarınının diri diri gömülmesi,
II. bireysel çekişmelerin kan davasına dönüşmesi,
III. kabileler hâlinde örgütlenilmesi

Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliğinin ilk on üç
yılını geçirdiği Mekke döneminde Arap toplumundan
kimi kesimler O’nun İslamiyet’i tebliğine açıkça karşı
koymuşlardır.
Bu durumun yaşanmasında İslamiyet’in;
I. putperestliği yasaklaması,
II. kabile üstünlüğü yerine inanç birliğini esas alması,
III. Kabe’yi kutsal kabul etmesi,
IV. tevhid (tek tanrılı) inancını esas alması

Cahiliye Dönemi’nde bir grup Mekkeli:
• Mekke’ye ibadet ve ticaret için gelen zayıf ve güçsüz
kimselere yapılan haksızlıklar, ayrıca sık sık
ortaya çıkan kabileler arası savaşlar karşısında
zayıfları korumak amacıyla buluşmuş,
• Mekkeli veya yabancı olsun haksızlığa uğrayan
herkesi koruyacaklarına, hakkı verilinceye kadar
onlarla birlikte hareket edeceklerine ve birbirlerine
maddi destekte bulunacaklarına yemin etmişlerdir.