İslamiyet'in Doğuşu - 1

Hz. Muhammed (s.a.v.) putlara itibar etmemiş, putperestliğin yanlış bir inanç olduğunu düşünmüştür. Zaman zaman Hira Mağarası’na gidip derin düşüncelere dalıyordu. Hz. Muhammed (s.a.v.) yine böyle bir gün Hira Mağarası’ndayken vahiy meleği Cebrail (a.s.) aracılığıyla kendisine ilk vahiy gelmiştir. Allah’tan (c.c.) gelen ilk vahiy “Yaratan Rabb’inin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı. Oku! Senin Rabb’in en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” (Alak Suresi 1-5 ayet) şeklindeydi. Böylece 610 yılında Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamber olmuş ve İslamiyet’i insanlara anlatmaya başlamıştır.

Emevi Devleti’nin yıkılmasıyla Hz. Muhammed (s.a.v.)’in amcası Abbas’ın soyundan gelenler Bağdat’ta Abbasi Devleti’ni kurmuştur. Abbasilerin, Emevilerin aksine Arap milliyetçiliği yapmamaları, Türkler dâhil birçok milletin Müslüman olmasını sağlamıştır. Abbasilerin Çinlilerle yaptığı Talaş Savaşı’nda Türklerin Abbasileri desteklemeleri, Türklerin Müslüman olmasını hızlandıran bir gelişme olmuştur. Türkler, askerî yeteneklerinden dolayı Abbasi ordusunda önemli görevler üstlenmişlerdir. Abbasiler, Türklere özel olarak “Samarra” adlı şehri kurmuştur. Ayrıca sınır güvenliğini Türklerin sağlaması için de “Avasım” adlı sınır şehirlerini kurmuşlardır.

Bu bilgilere göre;

I. Abbasilerin kendilerini üstün görmemeleri Türklerin İslam’ı kabulünü kolaylaştırmıştır.
II. Türkler arasında İslamiyet’in yayılmasında Talaş Savaşı’nda Abbasi'lerle birlikte hareket edilmesi etkili olmuştur.
III. Abbasiler Türklerin askeri niteliklerinden faydalanmaya çalışmışlardır.

• Devlette idari teşkilatlanmaya gitmiştir. Divan teşkilatını kurmuştur.
• Devletin geniş sınırlara ulaşmasından dolayı da illere valiler ve kadılar atamıştır.
• Hicri takvimi kabul etmiştir.
• Arabistan dışında Suriye, Filistin, Mısır, İran’ı fethedip buralarda Müslümanlığın yayılmasını sağlamıştır.

Hz. Muhammed’in (s.a.v) vefatından sonra devletin ileri gelenleri Müslümanların yönetimi için devlet başkanı (Halife) seçilmesi konusunda görüş birliğine varmıştır. Hz. Muhammed’den (s.a.v) sonra seçim ile işbaşına gelen Dört Halife Dönemi böylece başlamıştır. Halifelerin seçimle iş başına gelmesinden dolayı bu döneme “Cumhuriyet Dönemi”de denmiştir.

• Kıbrıs, Libya, Tunus ve Horasan fethedilmiştir.
• İslamiyet’in geniş sınırlara yayılması, Kur’an-ı Kerim'in çoğaltılması ihtiyacını doğurmuştur.
• Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla Kur’an-ı Kerim çoğaltılarak bu bölgelere gönderilmiştir.
• İlk İslam donanması kurulmuştur.

İslamiyet öncesinde güçlünün sözünün geçtiği, sosyal hayatta eşitsizliğin hâkim olduğu bir Arabistan vardı. Araplar, kabileler hâlinde yaşardı. Her kabile kendisini diğerlerinden üstün görür ve aralarında oluşan kan davalarından dolayı birbirleriyle sürekli mücadele ederlerdi. Kız çocuklarına değer verilmez, köleleştirilen insanlar bir eşya gibi alınıp satılırdı. Dinî inançları putperestlikti, falcılık ve büyücülük de yaygındı. Bu yanlış inançlardan dolayı Arap Yarımadası’ndaki bu döneme Cahiliye Dönemi denmiştir.

Bu bilgilere İslamiyet öncesi Arabistan ile ilgili;

I. Toplumsal alanda adaletsizlik hakimdir.
II. Arabistan’da siyasi birlik vardır.
III. Temel hak özgürlükler güçlünün elindedir,

I. Hz. Muhammed (s.a.v.) ile olan ilişkilerindeki sadakatinden dolayı “sıddık” unvanını alan ilk halifedir.
II. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatından sonra Müslümanlar arasında yaşanan iç karışıklıkları bastırmıştır.
III. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği sağlayarak devlet otoritesini yeniden tesis etmiştir.
IV. Kur’an-ı Kerim’i kitap hâline getirmiştir.

Hz. Muhammed’in (s.a.v) Veda Hutbesi’nin verilen bölümlerinde;

I. İnsanların temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının önemi,
II. Irk ayrımı yapılmaksızın insanların eşitliği,
III. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin sağlanması gerekliliği