9. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 3. Ünite : Şiir - Manzume ve Şiir Ayrımı - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I.
Bu bir hamal küfesiymiş... Acep kimin? Derken;
On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden,
Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye:
Teker meker küfe bitap düştü ta öteye.
-Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ
Kurumla yat sokağın ortasında böyle daha!
O anda karşıki evden bir orta yaşlı kadın
Göründü:
-Oh benim oğlum, gel etme kırma sakın!
Ne istedin küfeden yavrum? Ağzı yok, dili yok
II.
Kimse onaramaz aşkın yıpranmış kumaşını
tıpatıp biçmiş içimize o usta makastar
eğirip ipek ipliğini göğün mavi ipeğinden
geçirmiş acılarımızın paslanmaz iğnesine
hiç benzemez o umutlarımızın çürük ipliğiyle
teyelliyerek diktiğimiz günlük giysimize
aşk ruhlarımıza giydirilen bayramlık giysi
ışıldar üstünde sevincin elmas düğmeleri
oyulmuş iki yürekten dökülmüş bir toka
tam bir oturmuşlukla geçer uçları birbirine
(I) Ölçülü ve kafiyeli (manzum) şekilde yazılmış, anlatmaya dayalı metinlere “manzum hikâye” adı verilir. (II) Manzum hikâyede olay örgüsü, kişi, zaman ve mekân unsurları vardır. (III) Karşılıklı konuşmalara yani diyaloglara yer verilir. (IV) Manzum hikâyelerde, estetik kaygı yoktur; daha çok öğretici konular, akılda kolay kalınması istenen düşünceler işlenir. (V) Manzum hikâyenin ilk örneklerini Halit Ziya, “Mezardan Sesler” adlı eseriyle vermiştir.
Bir zaman vardı ya tarih-i mukaddes modası...
Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası,
Mutlaka eski tasâvir ile zinetlensin
Diye, ressam aratır hayli zaman bir zengin
Biri peyda olarak, ben yaparım, der, kolunu
Sığayıp akşama varmaz, sekiz arşın salonu
Sıvar, amma ne sıvar! Sahibi der:
- Usta bu ne?
Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine!
- Bu resim; askeri basmakta iken Firavn’ın,
Bahr-i ahmer yarılıp geçmesidir Musa’nın.
- Hani Musa be adam?
- Çıkmış efendim karaya!
- Firavun nerde?
- Boğulmuş!
- Ya bu kan rengi boya?
- Bahri-ahmer, ay efendim, yeşil olmaz ya bu da!
Çok güzel levha imiş, doğrusu şenlendi oda!
Mehmet Akif