9. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 8. Ünite : Mektup / E-posta - Mektup / E-posta Çeşitleri ve Özellikleri - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Sanatkârların birbirine yazdığı mektuplar ve diğer ilişkide olduğu insanlara yazdığı mektuplar birbirinden farklıdır. Söz gelimi; Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Osman Saba’ya yazarken şiirden, sanattan ve dil endişesinden bahseder oysa kız kardeşi Nihal Hanım’a mektuplarda daha çok; özlem, bireysel ilişkiler ve gündelik kaygılar yer alır. Edebiyat dünyası için her ikisi de önemli olmakla birlikte; bir tür edebî söyleşi niteliği taşıyan sanatkârların kendi aralarında yazdıklarının daha bir önem arz ettiğini belirtmeliyim. Sanatkârların kendilerine mahsus bir poetika yazma/yapma anlayışının pek olmadığı Türk edebiyatında; bu ihtiyacın çoğu zaman mektuplar aracılığıyla giderildiğini görmekteyiz. Müstakil bir poetikası olmayan Cahit Sıtkı’nın mektuplarından, çok köklü poetik çıkarsamalar yapmak mümkündür. Belki de Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ziya’ya Mektuplar’ı olmasa Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın şiiri tanımlayan yüzü daha eksik ve ışıksız olacaktı.
Mektup türünün edebiyatımızdaki tarihsel gelişimi ile ilgili olarak,
I. Uygurlarda “Betig” veya “Bitik” gibi ifadeler kullanılmıştır.
II. İlk örneklerine Göktürk Kitabeleri’nde rastlanmaktadır.
III. Edebî anlama ilk örneği Fuzuli’nin Şikâyetnameadlı eseri kabul edilmiştir.
IV. Cumhuriyet Dönemi’nde bu tür için “Günce” ifadesi kullanılmıştır.
Mektup yazımında dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de ……… .
I.
Bir Tanecik, Sevgili Nihal Ablacığım, Dünyada beni en fazla korkutan şeylerden biri de can sıkıntısıdır. Bu can sıkıntısı beni ekser zamanlarımda işgal etmektedir. Hem bilsen bu o kadar korkunç bir meşgale ki! Ne yapsam bu afetten kurtulamıyorum. Ve öyle zamanlarım oluyor ki her şey ve herkes gözümde sıfıra düşüyor, aynada kendi kendime bakmaktan ürküyorum. Bu can sıkıntısından kurtulmadan yaşamanın tadı yok. Bilmem senin hiç canın sıkılır mı? Biliyorum ki sen de her şeyi ve herkesi öyle kolayca sevemezsin.
II.
Biliyorum ki yazdıklarım yeterince açık değil. Ancak yapılacak şeyin ne olduğunun sınırlarını çizmemekle birlikte, ne yaptığımı biliyorum. Yazmakta olduğum şeyleri bile bile yazıyorum. Bana lütfen sık sık yaz. Sana daha kolay yazacağımı sanıyorum, artık. Okuyamıyorum. Okul ve şiir çok zamanımı alıyor. Şimdilik hoşça kal, sana diyeceğim tek şey yaptığın şeylerden zevk almandır. Çünkü ben ancak böylece yaşayabildim, yaşayabiliyorum. Sevgiyle kucaklarım