11. Sınıf: T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - 6. Ünite : XIX ve XX. Yüzyılda Değişen Gündelik Hayat - Modernleşmeyle Yaşanan Değişim Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Boş zaman: işten artan, bağlayıcılık ve zorunluluktan uzak bir zaman olarak tanımlanır. Kişinin özgür iradesiyle kullanacağı bir zaman dilimidir. Gelişmiş ve hatta gelişmekte olan ülkelerde gözlenen en büyük değişikliklerden biri boş zamanlardaki kayda değer artıştır. Bu durum belli bir süre sonra boş zaman endüstrisini ortaya çıkarmıştır.
XIX. yüzyılda Avrupa’da sanayileşmeyle birlikte şehirler büyük oranda göç almıştır. Bu durum şehirlerde bazı sorunların yaşanmasına neden olmuştur.
Eğlence Buna göre;
I. çevre kirliliğinin yaşanması,
II. gecekondulaşmayanın görülmeye başlaması,
III. yatay mimari tarzın benimsenmesi
Sanayi Devrimi ile seri üretime geçildi ve bu süreçte işçi sınıfı ortaya çıktı. Bu da bir dizi sorunu beraberinde getirdi. İnsan hayatı artık makinelerin işleyişi ve ritmine uygulamaya başladı. Hayat daha düzenli ve planlı bir hal aldı. Sanayileşmeyle ortaya çıkan fabrikalaşma olgusu, günlük ve haftalık çalışma saatleri ile izin gibi kavramların tartışılmasına ortam hazırladı.
Bu duruma göre;
I. Sanayi Devrimiyle birlikte zaman kavramında değişiklikler olmuştur.
II. İş yaşamı ve mesai kavramları ortaya çıkmıştır.
III. İşçilere sendikal haklar verilmiştir.
Sanayi Devrimi ile birlikte Avrupa’da daha fazla para kazanma ve daha rahat bir hayat sürme amacıyla kırsal alanda yaşayan nüfus kentlere göç etmeye başladı. Artan nüfus, şehirlerin dış bölgelerinde banliyö veya gecekondu adı verilen yeni yerleşim yerlerinin oluşmasına neden oldu. Böylece kent merkezlerinde yaşayanlardan farklı olarak bu bölgelerde yaşayan insanların kendi dünya görüşlerini ve yaşam tarzlarını yansıtan bir kültür ortaya çıktı.
Bu durumun Avrupa toplumlarında;
I. sosyokültürel farklar,
II. toplumsal sorunlar,
III. sınıfsal yapı
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sağlık koşullarındaki iyileşme ve yaşanan savaşlar sonucunda alınan yoğun göçler,
I. nüfus,
II. sınırlar,
III. şehirleşme.
Aşağıda iki Osmanlı kadının kendi aralarında yaptığı diyolog verilmiştir.
Hayriye: (eski -alaturka- anlayışla giyinmiş) - Kız, bu nasıl kıyafet? Utanmaz mısın şu halinden?
Naciye:(yeni -alafranga- anlayışla giyinmiş) - Hanım efendi asıl sen utan kıyafetinden bu asır terakkide (gelişme),asrı
Yukarıda verilen diyalogdan hareketle Osmanlı toplumu ile ilgili;
I. kültürel bir dönüşüm yaşandığı,
II. giyim anlayışında farklılıkların oluştuğu,
III. Osmanlı toplumunun batıdan etkilediği
XIX. yüzyılın başlarında sanayi üretimi için ihtiyaç duyulan girdilerin (hammadde ve işgücünün) ve çıktının (ara malı veya nihai mal ve hizmet) hızlı ve ucuz yoldan sanayici ve tüketicilere ulaştırılması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.
Bu durum Avrupa’da,
I. demiryolları,
II. denizyolları,
III. havayolları
Paragrafta verilen bilgilere göre, batılılaşma çabalarının;
I. milli kültür,
II. din,
III. milli eğitim
Yazar Ahmet Mithat Efendi’nin, Jön Türk adlı romanındaki; “Zaman her şeyi çevirdiği ve değiştirdiği gibi şu gelin giydirmek meselesini dahi o kadar değiştirmiştir ki, büyük babalarımızın valideleri veyahut kaynanaları bugün gelip de gelin kıyafetini görecek olsalar başka milletten gelin giydiriyorlar zannına düşerler.” ifadesine göre yaşanan bu değişimde;
I. geleneklerdeki çözülme,
II. batılılaşma anlayışının toplumda yaygınlaşması,
III. kültürel değişimin toplumun bütün kesimlerince kabul görmesi
Osmanlılarda şehirleşmeyle beraber ihtiyaçların artması hükümetleri halkın hayat şartlarını düzenli hâle getirmek için tedbirler almaya zorladı. Limanların modernleştirilmesi, iş merkezlerinin sayısının artırılması, alt yapı, su, tramvay, hava gazı hizmetlerinin sağlanması bu tedbirlerin önemlileriydi. Modern belediyelerin kurulması fikri, şehir yönetim usulünün yeniden düzenlenmesi zorunluluğunu ortaya çıkarttı.
Bir tarih profesörü, “Dünyada hiçbir toplumun mevcut durumunu koruyarak yaşama imkânı yoktur. Bunu yapamadığı takdirde geri kalır ve sömürülmeye başlar, bazı önceliklerini kaybeder” sözlerini söylemiştir.
Buna göre Osmanlılardaki;
I. Batılı düşünceye açık aydın kesiminin yetişmesi,
II. Batı medeniyetinin tüm değerlerini benimseyen bir zümrenin oluşması,
III. Batı teknolojilerinden yararlanma isteği,
Sanayi inkılabının getirmiş olduğu değişimin Osmanlı toplumunu da etkilemesi şüphesiz kaçınılmazdı.
Osmanlılardaki bu değişim,
I. din,
II. sanat,
III. adetler,
IV. gelenekler,
V. giyim-kuşam
Ünlü yazar Refik Halit Karay, Üç Nesil, Üç Hayat adlı eserinde, Sultan Abdülaziz, II. Abdülhamid ve 1930Tı yıllara kadar ki sosyal ve kültürel gelişmeleri karşılaştırmalı olarak anlatmıştır.
Bu bilgiye göre kitabı okuyan bir kişinin;
I. Osmanlı İmparatorluğun son,
II. cumhuriyetin ilk,
III. günümüz
Osmanlı Devleti’nde modern anlamda şehirlerin kuruluşu Avrupa’dan farklılık gösterir. Bu farklılığın en büyük sebebi …………….
5. ve 6. soruları aşağıdaki paragrafta yararlanarak cevaplayınız.
XIX. yüzyılda devlet tarafından yoğun bir şekilde başlatılan Batı merkezli ıslahat çalışmaları, Osmanlı toplumunun da Batılılaşmasına ve Batı etkisine girmesine neden olmuştur. Bu etkiden söz edilirken genel olarak Avrupa kastedilse de Fransa eğitim, devlet teşkilatı, sanat ve diğer alanlarda Osmanlı toplumunu daha çok etkilemiştir. Batılı tarzda eğitim alma isteği bir süre sonra onlar gibi yaşama, giyinme ve konuşma çabası haline dönüşmüştür. Devletin ve halkın bu çabası, toplumda sonradan görmelik olarak algılanmakla birlikte, çocuklarının doğuştan bir Avrupalı gibi yetişme gayretlerinin önüne geçememiştir. Bunu sağlamak için ise toplumda belirli bir mali güce ulaşan kişiler küçük yaşlarından itibaren çocuklarını, Avrupalı ve genellikle Fransız bir dadının veya mürebbiyenin eline teslim etmişlerdir. Mürebbiyeler, beyinleri bomboş olan çocukları kendi inanç ve düşüncelerine göre eğitmişler bunun yanında kendi dillerini de kusursuz bir şekilde öğretmişlerdir.
Sanayi İnkılabı ile birlikte seri üretim, malların seri biçimde tüketilmesini de zorunlu kıldı. Bu da küresel ekonomiye yön veren güçleri, kitleleri tüketime yönlendirme çabasına sürükledi.
Bu durumun Avrupa’da;
I. tasarruf,
II. reklamcılık,
III. pazarlama