Orta Çağ’da Siyasi Yapılar - 2

Anadolu, yüzyıllar boyunca Asya ve Avrupa kültürüyle Ortadoğu'da gelişen kültürler arasında bir köprü
görevi görmüş, neredeyse her dönemde farklı devletlerin ve kavimlerin ilgi odağı olmuştur.

Öğrencileri de sırasıyla,
Selin : Moğollar Kuzeydoğu Asya merkezli kurulan bir devlettir.
Ahmet : İki kıtada siyasal etkinlik kurmuşlardır.
Aslı : Abbasi ülkesi Moğolların hedeflerinden biri olmuştur.
Ali : Anadolu yarımadası Moğol işgaline uğramıştır.
Zeynep : Memlükler Moğollara karşı başarılı savaşlar yürütmüşlerdir.
çıkarımlarında bulunmuşlardır.

Bizans imparatoruna vasallık yemini ettikten sonra
Anadolu'ya geçen Haçlılar, Anadolu Selçuklu Devleti'nin
başkenti iznik’i kuşatmış ve şehri Selçukluların elinden
almışlardır. Haçlılar bundan sonra Anadolu’da ilerlemeye
devam ederek 1097’de Antakya'ya ulaşmış 1098’de
de Urfa'da ilk Haçlı devletini ardından da Urfa Kontluğu,
Antakya Prensliği, Trablus Kontluğu ve Kudüs Krallığı
olmak üzere dört Haçlı devleti kurmuşlardır.
 

Yalnız bu bilgilere göre;
 

I. feodal rejimin Orta Doğu’ya taşındığı,
II. Selçukluların siyasal varlığının sona erdiği,
III. Türklerin batı yönlü ilerleyişinin durduğu

Orta Çağ’da Avrupa’da;
• krallarla birlikte soylu sınıf hiyerarşisi içinde sınıfsal basamaklardan aşağıya inildikçe, soyluların kültür ve eğitim düzeyleri daha da kötüleşir,
• ruhban sınıfı oluşturan kişiler eğitim kurumlarını denetimlerinde tuttukları gibi bu alanda tekelde oluşturmuşlardır.
 

Bu olgunun;
 

I. ruhban sınıfın bürokratik yapıda etkin olması,
II. teokratik yönetim anlayışının güçlenmesi,
III. kralların papanın elinden taç giymesi,
IV. dogmatik anlayışın kültürel hayata egemen olması

380'de Hristiyanlığın Roma imparatorluğu'nun resmi
inancı olmasından sonra Sasani ülkesinde Hristiyanlara
baskılar yaygın hale gelmiştir. Ancak V. yüzyılda
İstanbul’daki Patrikhane ile bağlarını koparan Nesturi
Hristiyanları Sasani topraklarına sığınmışlardır.
 

Buna göre Sasanilerle ilgili olarak,
 

I. Hristiyanlar arasındaki dinî ayrılıklardan yararlanmak istemişlerdir.
II. Bizans Devleti ile çekişme halindedirler.
III. Hristiyan inancını resmi inanış olarak kabul etmişlerdir.

Hun baskılarının ardından yaşadıkları Orta Avrupa’dan
güneye inen Germen kabilelerinin saldırıları
sonucu Roma imparatorluğu 395 yılında imparator
I.Teodosios’un oğulları Arkadius ve Honorius arasında ikiye bölünmüştür.
 

Buna göre yaşanan bu gelişmeler Avrupa’da;
 

I. merkezi devletlerin zayıflaması,
II. feodal nitelikli siyasi bir yapının oluşması,
III. Roma İmparatorluğu’nda hanedan değişikliği yaşanması

Feodalite sistemine göre, birey ve içinde yer aldığı grup
birbirlerinden ayrı olarak düşünülemezdi. Bir üyenin
yapmış olduğu olumlu ya da olumsuz eylemler, mensubu
olduğu grubu da etkilemiş ve var olan kan bağı
nedeniyle, yaşanabilecek olumsuz bir durum kısa sürede tüm grup üyelerini etkilemiştir.
 

Orta Çağ Avrupası’nda yaşanan bu olgunun;
 

I. bireyleri güç sahibi olan bir kişinin himayesi altına girmeye zorlaması,
II. ulus kimliğinin oluşumunun gecikmesi,
III. toplumsal çatışmaları körüklemesi

Romalılar kendi sınırlarının dışında İskandinavya’dan
aşağı Tuna bölgesine kadar olan Avrupa topraklarında 
yaşayan toplulukları barbar kavimler olarak tanımlamıştır.