9. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 5. Ünite : Roman - Romanda Anlatım Teknikleri - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Çocuğunun ölümü müydü denge zincirinin kopmasına neden olan o halka, yoksa Halil’i yitirmesi mi? Bunlar, elinde olan, yenmesi olanağı bulunan şeyler değildi kuşkusuz. Dengesini bozan şeyler yalnızca bunlar da değildi. Nahit’in, yüzünü bir kez gördüğü o soluk benizli çocuğun, bir daha hiç yürüyemeyecek olması, pencere kıyılarına oturarak anlamlı ve anlamsız tüm koşuşturmalara uzaktan bakmak zorunluluğunda kalmasına kendisinin neden olması da vardı. O yüzden kin duyuyordu Nahit’e. Bu kin, suçluluktan almış, bugünkü hasta noktaya getirmişti Nilüfer’i.
Gazete kupürleri, reklamlar, radyo haberleri, kutsal metinler, değişik metinlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan tekniğe — denir. Bu teknik özellikle roman türünde kullanılır.
Roman, öykü gibi yazın türlerinde insanı, düşleri, izlenimleri, düşünceleri, iç dünyası ve bilinçaltıyla yansıtmak için başvurulan yönteme yöntemi adı verilir. Bu yöntemde kişilerin düşünceleri mantık ve zaman sırası izlemez. Roman ya da öykü kişisi aynı zaman diliminde değişik zaman dilimlerini yaşar. Yazar, birbiriyle ilgisi olmayan sıçramalar, atlamalar yapan düşünceleri yansıtabilmek için konuşma biçimlerini bozan, kesintili cümleler kurar.
Bayram istemeye istemeye yatakta döndü. Biraz daha uyuşa mıydı? Her gün böyle uykusunu alamadan, gözlerini oğa oğa kalkıyordu. Uykusuzluğa şartlanmış gibiydi. Kalkar nadasa giderdi. Ekine gider, oduna giderdi. Şafaklar sökmeden yola düşerdi. Şimdi de orağa gidecekti. Sırçalık’taki arpaya başlayacaktı. Niyeti kesindi.
O gün, uzanıp elini tutsaydım, parmaklarımızdan geçip bedenlerimizde dolaşacak sıcacık akımı içimizde hissetseydik, ona bir şeyler söyleseydim ya da sadece sussaydım, belki de daha sonra her şey hepimiz için çok farklı gelişecekti. Bir an, bir söz, bir bakış, bir hareket ya da bir gecikme bazen tarihimizi nasıl da değiştiriverir.
İnsan bilincinin işleyişine uyularak dağınık veya parçalar hâlinde iç monologlara yer verilmesine — adı verilir. James Joyce “Ulysess” romanını bu teknikle yazmıştır
Dün komisyoncu telefon etti, sahipleri üç kardeşmiş. İkisi satışa razılar ama üçüncü kardeşten haber yokmuş, galiba Fransa’da falan yaşıyormuş. Yine de satış yapılabilirmiş, yani üçte ikisini alabilirmişim. Eskiden aileme ait olan bir evi yeniden satın almak için bunca çaba harcamak bazen absürt geliyor bana. Sözcüğün gerçek anlamıyla absürt.
— O gün gittiğimizde çok istemiştin. İnsan bir şeyi bu kadar istedi mi yapmalı.
— Artık o günkü kadar istediğimden emin değilim
Karar açıklanırken çok sakinmiş. Kel Ali Eydam deyince, Hay hay! diyor, infaz sırasında da olağanüstü sakin. Bilirim, tanımaz mıyım? Amma orada değişebilir insan, diyordum. Sehpaya sakin sakin yürümüş. Cellat, ipi geçirmek için gözlüğünü almak isteyince kızmış: Bırak gözlüğümü, vazifene bak...