9. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 5. Ünite : Roman - Romanın Yapı Unsurları - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
I. Halkevi Reisinin kahveye girerek kasabadaki bir subayın düğününe herkesi davet etmesi ve gitmek istemeyen Süleyman’ı âdeta zorla götürmesi
II. Süleyman’ın düğünde, trende tanıştığı Makbule ile karşılaşması
III. Süleyman’ın bir tren yolculuğu yaptığı sırada trenin arızalanması üzerine bir kasabada geceyi geçirmek zorunda kalması
IV. Trenin kasabada bekleyeceği haberi üzerine Süleyman’ın yakınlardaki bir kahveye gitmesi
V. Süleyman’ın kendisiyle aynı trende yolculuk yapan Makbule adlı bir şarkıcı ile tanışması
Roman inşa edilmiş bir yapıdır. Nitelik itibariyle “kurmaca” olan bu yapı, birtakım parçaların bileşkesidir. İnsan, mekân, olay, zaman... gibi dış dünyadan alınan elemanlarla kurulan bu yapıyı işlevsel kılan araç — . Bu araçların ele alınıp işlenmesi, nihayet işlevsel bir mahiyet kazanması — ile mümkün olabiliyor
Artık eskilerden hiç kimse, hiçbirimiz orada oturmuyoruz. Sokaklar pek değişmedi. Kat izni verilmediği için, yüksek binalar yapılmadı. Ama semtin havası bütünüyle değişti; konut bölgesi olmaktan çıktı. Şimdi bizim sokakta lüks kebapçılar, gece kulüpleri, diskolar, iş yerleri, galeriler falan var. Bizim ev, hani tam köşedeki, daha büyüktü. Orayı çocuk yuvası yapmışlar. Sokağı en geç, öbür köşede oturanlar terk etti. Kızın adını unuttum. Hani annelerimiz arkadaş olmamızı istemezlerdi.
Roman, öykü ve tiyatro türlerinde bir özelliği bütün öbür yönlerini örtecek kadar keskin olan kahramana, belli bir sınıfı ya da belli bir insan eğilimini temsil etmek için yaratılan kişilere ………. denir. Evrenseldir, geneldir. Anlatmaya bağlı metinlerde olayın merkezinde bulunan, ait olduğu toplumsal sınıfın veya zümrenin ayırıcı özelliklerini üzerinde taşıyan kişilerdir. Ahmet Mithat’ın Felaturı Bey ile Rakım Efendi romanındaki Rakım bunun örneğidir.
Kimsesi kalmamıştı. Baba soyu bitip tükenmişti. Ana yarısı birkaç kocakarı vardı işte. Hamza İstanbul’u aklına komuştu. Gelip Kelcuma’yı bulmuş, o da Mahmut Bey’e götürmüştü. “İri yarısın, orada ölmedin burda can yakarsın” diye bir sille vurmuştu omzuna Kelcuma. Seni Almanya’ya yollarız demişti Mahmut Bey, onları çıt çıkarmadan dinlemiş; Hamza’yı inceden inceye süzmüş, arada bir başını sallamıştı.