Seher deli esiyordu, otomobilin yanına vardığımda Elbistan uyanıyordu toz duman. Toz duman ki düşman başına bile değil. Kavakların dibine çöktüm. Araba hazır değildi de. Gıcır gıcır kağnılar geliyor pazara. Kağnıların ardında sıska, kara kuru, kuyrukları arka ayaklarının arasına sıkışmış köpekler... Ürkek, çekimser... Sonra köylüler elleri değnekli; kimisi kör kimisi topal, tümü yorgun argın… Eşeklerin üzerinde uyuyan bebekler, analarının sırtında, kucağında uyuyan bebekler... Kimi hasta, kimi cayırtılı… Bir insan akını pazar yerine... Mal mülk heybeler, tehlizler kağnılar dolusu... Saman kağnıları, sap kağnıları, buğday kağnıları gıcır gıcır, yakarışlı... Artlarında, yanlarında yüzlerce ayak, toprağa değdiği zaman puf diye toz kaldıran çarıklı, lastikli çıplak ama hepiciği yorgun sürünen ayaklar toz duman.
Bir röportajdan alınan bu parça ile ilgili,
I. Bir eşyayı konu almıştır.
II. Bir insanı konu almıştır.
III. Bir eseri konu almıştır.
IV. Bir yeri konu almıştır.
V. Bir kavramı konu almıştır.