Sözcükler Arası Anlam İlişkileri - 2

Sanat eserleri, rastgele ortaya çıkmaktan ziyade bir ilham vesilesi ile duygu ve heyecanların şekil almasıdır. Çoğunda bir düşünce sistemi veya maddi fayda aranmaz. Bazı sanat eserleri bizzat kendi içlerinde derin bir mânâ taşıdıkları ve özgün oldukları için güzeldir. Onları, vücuda geldikleri zaman ve mekânın dışına çıkarsanız da halis altın gibi değerlerinden bir şey kaybetmezler. Aksine işlendikçe parlar, okundukça yıllar geçse daha bir değer kazanırlar. Özellikle ilk okunuşta okuyucu için çetrefilli olan, bilgi birikimi gerektiren sanat eserleri yıllar geçtikçe daha iyi anlaşılır.

I. Bu çağrıya herkes kulak vermelidir.
II. Bu kadar cömert olmasına ne gerek var anlamıyorum.
III. Son maçta hakemin adil davranmadığı düşünüyordu.
IV. Dışarıda dondurucu bir rüzgâr esiyor.

Mona Rosa... Siyah güller, ak güller...
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah, senin yüzünden kana batacak!
Mona Rosa... Siyah güller, ak güller...

Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış olsalar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline gelir.

Sıradaki durağım, birçoğumuzun vazgeçilmez tatil noktası olan Marmaris. Öncelikle Marmaris’in 45 km uzağında olan Selimiye beldesine uğradım. Selimiye, diğer tatil beldelerine göre daha az ziyaret ediliyor. ……… burası harika bir koyu bulunan, mutlaka görülmesi gereken bir yer. Selimiye’yi özel kılan ise masallardan fırlamış kadar güzel olan Kamelya Adası’nın burada olması.

Bir yazıda kişiler hakkında nasıl yazmanız gerektiğinin yanında, bir yer hakkında nasıl yazmanız gerektiğinin de üstünde önemle durmalısınız. İnsanlar ve yerler, nesir yapısının üzerindeki iki kolonu oluşturur. İnsanı içeren her olay, belirli bir mekânda cereyan eder ve okuyucu, o mekânın nasıl bir yer olduğunu bilmek ister. Çoğu durumda bir olayı resmetmeniz için bir iki paragraf yeterli olabilir ama hikâyeye doku katmak için çoğu zaman anlattığınız mekânın atmosferini değiştirmelisiniz.

Bizi kimi kitaplara, mektuplara, yapılara
Çeken, kendimizden dışarı çıkmak.
Yürür kaplumbağa bir yolu sessiz,
Yaprakları sonbahar, ölü park…

Ve ayrılığa çıkınca yollar, dostlar!
Çok acılar çektim yıllar boyunca,
Hep bir medet umdun gelen gidenden,
Hâlimden anlayan bir dost çıkmadı.

Beş duyu organımız olan göz, deri, kulak, dil ve burundan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere somut anlamlı sözcükler; beş duyu organımızdan herhangi biriyle algılayamadığımız kavramları ifade eden sözcüklere soyut anlamlı sözcükler denir.

I. Sürekli yaramazlık yapıyor, sözümü hiç dinlemiyor.
II. Arada bir bize gel de yaşadığını bileyim.
III. Doktor günaşırı pansumana gelmemi istedi.
IV. İki günde bir okula gidip imza atmam gerekiyormuş.

Yaş 35 şiiri, Türk edebiyatının en …………… eserlerinden biridir kesinlikle. Diyarbakırlı soylu bir ailenin oğlu olan Cahit Sıtkı Tarancı tarafından yazılmış harika eser. Yıllarca dilden dile ………….. o müthiş dizeler. Şair 70 yaşını düşünmektedir. 70 iyi bir rakamdır, umut doludur. Buradan ……………. şairin çok pozitif bir hayat sürdüğünü bunu da şiirine yansıttığını varsayabiliriz.