Tarımdan Ticarete Ekonomi - 1

Orta Çağ’da ticari ürünlerin üretimi, satımı ve depolanması için çeşitli mimari yapılar inşa edilmiştir.

Sâsânîlerin en büyük gelir kaynaklarından biride tarım ve tarımdan aldıkları vergidir.
 

Bu gelirlerin sürekliliğini hedefleyen Sasani yöneticilerinin;
 

I. Fırat vadisi ve Mezopotamya’ya yönelik askeri hareketler yürütülmesi
II. devlet topraklarının köylülere dağıtılması,
III. sulama imkânlarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapılması

Bizans imparatorluğu ve Sasaniller IV ile VII. yüzyıllar arasında;
• Antakya ve Çukurova dolaylarında yoğun savaşlara tutuşmuş,
• Doğu Fırat havzasındaki maden yatakları ve Karadeniz liman kentleriyle Suriye kıyılarındaki şehirler sık sık el değiştirmiştir.
 

Buna göre Sasani Bizans mücadelesinin;
 

I. etnik,
II. dinî,
III. ekonomik

Tarihin en eski ve büyük ticaret yollarından biri olan ipek
Yolu, Çin'den Avrupa’ya kadar uzanan bir güzergâha
sahiptir. Doğu-batı arasında adeta bir kuşak gibi görünen
bu yol, tarihte büyük savaş ve rekabetlerin yaşandığı
bir coğrafyayı kapsamaktadır.

Avrupa nüfusu X ile XIV. yüzyıllar arasında:
• Sınırlı bir büyüme göstermiş lâkin kimi dönemlerde keskin düşüşler yaşamıştır,
• Genç nüfus yoğunlukludur ve ortalama yaşam beklentisi Orta Doğu’ya göre düşüktür.
 

Bu özelliklerin görülmesinde;
 

I. salgın hastalıkların yaygın oluşu,
II. tarımsal üretimde sık sık dalgalanmalar yaşanması,
III. kent devletleri hâlinde örgütlenilmesi

Orta Çağ Avrupası’nda kırsal üretim örgütlenmeleri
az sayıda nüfusla seyrek alanlarda yapılmaktadır. Bu
durum iş bölümünü etkilemiş ve sınırlı bir üretimin yapılabilmesine
neden olmuştur. Böylelikle feodal sistem,
içerisinde sınırlı sayıda ekonomik düzeyi yüksek bireylerin
yanında çok sayıda ekonomik düzeyi düşük toplulukları ortaya çıkarmıştır.
 

Bu üretim tarzının Avrupa’da;
 

I. toprağın zenginlik kaynağı haline gelmesi,
II. dışa kapalı üretim ekonomisinin yerleşmesi,
III. sınıfsal yapının derinleşmesi

Orta Çağ toplumu özellikle VIII. yüzyıldan itibaren
derebeyi-serf; usta-kalfa-çırak ve ruhban sınıfından
oluşan tam bir hiyerarşi toplumu haline gelmiştir.
 

Bu hiyerarşik toplumsal yapının oluşumunda;
 

I. Germen kavimlerin Roma toprak sistemini dağıtması,
II. feodal yapının güçlenmesi,
III. Katolik Kilisesi’nin siyasi, ekonomik bir güç olarak güçlenmesi

“Katolik Kilisesi Orta Çağ Avrupası'nda toprak baronlarının
en büyüğü hâline dönüşerek, feodal sistemin
sınıfsal hiyerarşisi içinde önemli bir yere sahip olmuştur.”
diyen Tarih Öğretmeninin yargısını güçlendirmek için;
 

I. vergilerden muaf olması,
II. dinî eğitim faaliyetlerini yürütmesi,
III. büyük toprak parçalarının mülkiyetini elinde tutması

“Hindu geleneğiyle oluşan kast sistemi ve Avrupa feodal hiyerarşik düzeni benzerlikler göstermektedir.'' ifadesini kullanan bir tarihçinin;
 

I. kilise mensupları ve Brahmanların toplumun üst kesiminde yer alması,
II. Avrupa’da serf, Hindistan’da parya sınıfının toplumun en alt sınıfı olması,
III. her iki sistem içinde bireyin toplumdaki statüsünü doğumla kazanması ve bireylerin hayatları boyunca hangi sınıfa mensupsa o sınıf içinde yaşamlarını devam ettirmesi