12. Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 5. Ünite: Tiyatro - Tiyatro Türleri ve Terimleri - Test Çöz - Yeni MEB Eğitim Müfredatına Uygun Yeni Nesil Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Roman ve hikâyede yer alan;
I. çatışma,
II. mekân,
III. anlatıcı,
IV. zaman
(I) Monolog ve diyalog temeli üzerine kurulu olan tiyatro, tarihi antik çağlara dayanan binlerce yıllık bir sanattır.
(II) Tiyatro metinlerindeki temel ifade biçimi anlatmadır.
(III) Dramatik örgü tiyatro eseri içindeki olay örgüsüdür.
(IV) Modem anlamda tiyatro Türk edebiyatında 19. yüzyılda görülür.
(V) Oyundaki kişiler iletinin okura ulaşmasını sağlayan temel unsurdur.
I. Tiyatroda tek kişinin kendi kendine konuşması
II. Tiyatroda kuliste durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla hatırlatan kimse
III. Tiyatroda oyuncuların et kol hareketleri
IV. Oyuncunun karşısındakine bırakırken söylediği son söz
V. Tiyatroda rolün yedek oyuncusu
Batı edebiyatıyla Türk aydınlarının Türkiye içindeki ilk temasları, 1840’tan başlayarak --- türüyle olur. O zamana kadar seyirlik olarak orta oyunundan başka bir oyun çeşidi bilmeyen Türk seyircisi, bu türün Batı'daki sahneli, zengin dekorlu, bazen de müzikli ve danslı birçok çeşidiyle karşılaşınca türe büyük bir ilgi gösterdi.
Büyük şehrin küçük bir mahallesinde Coşkun Ermiş’in ahşap evi. Oturma, yemek ve çalışma odası olarak kullanılan ve dış kapıdan doğrudan doğruya girilen büyük oda. Ortada yuvarlak bir yemek masası, sağda-yönler seyirciye göredir- küçük bir çalışma masası, solda bir kitaplık. İki koltuk, bir kanepe, birkaç sandalye ve sehpa. Eşya genellikle eskidir, arasında bir iki yeni mobilya görünür. Her şey biraz üst üste. Coşkun kanepede oturur ve elindeki kitabı biraz sıkıntıyla okur. Yanında Saadet Nine bir albüme bakmaktadır.
Orta oyunuyla ortak bölümlerdendir. Orta oyununda arzbâr ve tekerleme diye ikiye ayrılır. Olay dizisinden arınmış, söz ağırlıklı yanlış ve ters anlamalar, cinas, mecaz ve kinaye gibi nüktelerden oluşan, kısacası dilin kullanımından gelen güldürü öğelerinin bolca kullanıldığı bir bölümdür. Çoğunlukla Hacivat ile Karagöz arasında geçer.
I. Perde gerisinde oyunu metinden takip eden ve unutulan sözleri fısıldayarak oyunculara hatırlatan görevli.
II. Oyunda kişilerin birbirlerine karşı söylediği uzun soluklu. coşkulu sözler.
III. Metin dışı, o an akla geldiği gibi hareket etmek, söz söylemek, doğaçlama.
IV. Oyunda tek kişinin kendi kendine konuşması, dışa verilen iç ses.
Bu komedi türünde, olaylar merak uyandıracak ve şaşırtacak biçimde düzenlenir. Güldürmekten başka bir amaç güdülmez. Dış aksiyona dayanır, herhangi bir psikolojik ve moral değeri olmayan hafif, neşeli eserlerdir. Yanlışlıklar Komedyası (Shakespeare), Scapin'in Dolapları (Moliere) eserleri bu türe örnek verilebilir.
Efendim. 1876 yılı. Bursa’da Melekzad Bahçesi'nin şanosu. Bu gördüğünüz arkadaşlar Tomas Fasulyeciyan tiyatro kumpanyası oyuncuları. (Projektör, her abı geçen oyuncu üzerinde duracaktır.) Şarkı söyleyen Satenik. (Satenik, halka selam verir.) Ona piyanoda eşlik eden Holas. (Aynı oyun. Giydirici teknisyen, elinde kostüm ve perukla girer, başoyuncuya yaklaşır. Başoyuncu puloveri çıkarıp elbisesinin üstünü giyer.) Volta vurup diksiyon temrinleri yapan genç, Ahmet Fehim. (Fehim halka selam verir. Fasulyeciyan peruğunu da takar.) Makyajını tamamlayan şu esmer güzeli Virjinya. (Virjinya selam verir.) Şu giyinen çıtı pıtı kız başkadın artistimiz Hıranuş. (Selam.) Tespih çeken Küçük İsmail. (İsmail kalkıp temenna eder.) Bu da bizim sarhoş suflörümüz Kâzım. Birazdan ben de Tomas Fasulyeciyan olacağım, daha olmadım.
Temeli çok eskilere, dinî törenlere dayanan bir türdür. Bir konu veya olayı, sahne olarak ayrılmış bir yerde oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırma sanatıdır. Çoğu zaman yazılı bir metne dayanır. Bu metnin adı senaryodur. Ancak tek öge edebiyat değildir. Oyunculuk, sahne düzeni, dekor, kostüm, aydınlatma, müzik ve dans gibi öğeleri de vardır. Temelinde, ilk insanın doğa olaylarını kendi bedensel hareketleriyle simgesel olarak canlandırma çabaları yatar. Diğer edebî eserler gibi genel edebî akımların etkisinde kalmıştır.