6. Sınıf Sosyal Bilgiler 2. Ünite : Tarihe Yolculuk - Türklerin Anayurdu Orta Asya Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Kök Türklere Ait Ergenekon Destanı
Dağların arasındaki düzlüğü yurt tutup burada çoğalmaya başlayan Türkler; artık bu dağ ve ormanlıklar içine sığmaz ve yaşayamaz hâle geldiler. Dağlar arasındaki tek geçitten geçmek de yine çok zordu. Hepsi bir araya gelip bu dar geçitten nasıl geçeceklerini düşündüler ve kurtuluş için bir yol aradılar. Hemen bu geçitte bir demir madeni vardı. Bu madeni işletir ve eriterek demir hâline getirebilirlerdi. Başka bir yol bulamayınca bu demir kapıyı eritip oradan çıkmaya karar verdiler. Hepsi bir araya gelip ormandan odunlar topladılar ve eşeklerle, yük yük kömürler getirdiler. Ayrıca da körükler yaptılar. Bu körükleri yapmak için de yetmiş baş at ve öküz kestiler. Bunların derilerini soyup kullanılacak hâle getirdiler. Topladıkları dağ gibi odun ve kömürleri geçidin önüne yığdılar. Körükleri, öyle dizdiler ki ateş yanıp da körükler üflenmeye başlayınca dağ hemen eriyip delinecekti. En sonunda ateşler yandı, körükler işledi ve geçit de eriyip parçalandı. Nihayet, Türkler Ergenekon’dan çıkıp bütün dünyaya yayıldılar.
Bahaddin ÖGEL, “Türk Mitolojisi” , s.62-63
Ergenekon Destanı’na göre Türkler ile ilgili;
I. Madencilik ve hayvancılıkla uğraşmışlardır.
II. Bulundukları alandan birlik ve beraberlik içinde hareket ederek çıkmışlardır.
III. Ergenekon’dan çıktıktan sonra geniş bir alana dağılmışlardır.
Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı belgeleri olan Orhun Abideleri; Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilmiştir. Kültigin ve Bilge Kağan Abideleri Yollug Tigin tarafından, Tonyukuk Kitabesi kendisi tarafından yazılmıştır. Günümüzde Moğolistan sınırları içerisinde bulunmaktadır. Kitabelerde Türklerin siyasi, sosyal ve ekonomik yaşayışları, bağımsızlıklarını kazanmak için yaptıkları mücadeleler ve yönetim anlayışları anlatılmıştır. Devlet adamları ile halkın karşılıklı görevlerinden, vatan sevgisinden, yaşam tarzlarından, sanat anlayışları ve geleneklerinden bahsedilmiştir. Türk milletinin diğer milletlerden gelecek tehlikelere karşı daima uyanık olmaları gerektiği vurgulanmıştır.
İlk Türk devletlerinde önemli meseleler Kurultay’da (kengeş, toy) görüşülür, son sözü Hakan söylerdi. Kurultay bir danışma meclisiydi. Hatun, Hakan’ın eşi olup devlet yönetiminde söz sahibiydi. Kurultayda Hakan’ın yanında oturur, Hakan olmadığı zaman kurultaya başkanlık ederdi. Türklerde toplumun en küçük parçası aile idi. Aileler birleşip boyları, boylar birleşip budunu (kavim), budunlar birleşip devleti meydana getirirdi. Sınıf farklılıkları ve kölelik yoktu. İhtiyaç sahibi ailelere her zaman devlet yardım ederdi. Tek eşli evlilik vardı. Kadın hem devlet yönetiminde hem de sosyal hayatta önemli bir role sahipti.
İlk Türk devletleriyle ilgili Orta Asya’da yapılan arkeoloji çalışmalarında; bakır eşyalar, kemikten iğneler, çakmak taşından ok uçları, kömürleşmiş arpa ve buğday taneleri ve kilden yapılmış eşyalar bulunmuştur.
Buna göre;
I. Tahıl ürünleri Türkler tarafından bilinmektedir.
II. Kazılarda bulunan ürünlerin bir kısmı ticaret sonucu bölgeye gelmiştir.
III. Maden, taş ve toprak kullanılarak araç ve gereçler yapılmıştır.
• Kurucusu Bumin Kağan’dır.
• Türk ismiyle kurulan ilk devlettir.
• Başkentleri Ötüken’dir.
• Kendilerine özgü alfabeyi geliştirmişlerdir.
Aşağıdaki tabloda İlk Türk devletleri ile ilgili doğru (D) - yanlış (Y) etkinliği verilmiştir.
İlk Türk Devletleri İle İlgili Bilgiler | D | Y |
Orta Asya’da kurulun ilk Türk devletleri arasında Hunlar, Köktürkler ve Uygurlar yer almaktadır. | ||
Orta Asya’da Türkler ölümden sonra hayatın devam ettiğine inanılmış bundan dolayı ölen kişi kıymetli eşyalarıyla beraber “kurgan” adı verilen mezarlara gömülmüştür. | ||
Araplar ve Çinliler arasında 751 yılında yapılan Talaş Savaşı’nda Araplarla tanışan Uygurlar İslamiyet’i seçmeye başlamışlardır. | ||
İlk Türklerde hükümdarlar “han, hakan, kağan” gibi unvanları kullanmışlardır. Hakanların, devleti yönetme yetkisini Tanrı’dan aldıklarına inanılmış buna da Kut anlayışı denmiştir. |