12. Sınıf : Türk Dili ve Edebiyat - 2. ünite : Hikaye Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
1960 sonrasında bireyin iç dünyasını esas alan, toplumsal gerçekçi ve millî-dinî duyarlılığı işleyen hikâyeler yazılmıştır. Bu dönemde modernizm ve postmodernizm akımlarıyla birlikte hikâye teknik ve anlatım açısından gelişmiştir. Kahramanlar toplumun her kesiminden seçilmiş, 1960’lı yılların siyasi ve sosyal ortamı hikâyeye taşınmıştır.
Yazın hayatına şiirle başlayan sanatçı öykü, roman, deneme gibi türlerde birçok eser vermiştir. Küçürek (minimal) öykünün edebiyatımızdaki en önemli temsilcilerindendir. Romanlarında toplumla bütünleşemeyen aydınların yalnızlıklarını ve sorunlarını işlemiştir. Hakkâri’de bulunduğu yıllarda Doğu’yu kaleme aldığı Hakkâri’de Bir Mevsim romanı aynı adla film olarak izleyicinin karşısına çıkar. Kaçkınlar, Bozgun, Av, Bir Gemide, Binbir Hece hikâye türündeki eserlerinden birkaçıdır.
– Bu ne bu?
– Kar.
– Böyle kar hiç görmemiştim.
– Burada daha neler göreceksin.
– Neymiş göreceklerim?
– Kurt, köpek.
– Başka?
– Ayı, tilki.
– Başka?
– İşin rast giderse bir insanoğlu.
– Bu karda mı?
– Bu karda, eğer yolunu bulabilirsen. Ya da o, yolunu yitirmişse. Artık bahtına…
Toprağın coşkun, verimli kokusunu duydu. Yaşamı yeniden yakalayıp tutmak için zaman gerekecekti. Bir şaşkınlık kalacaktı geriye. Acılar dibe çökecekti. Anılar kalacaktı. Bir düğünden, bir seviden, bir türküden, bir yaz gecesinden… Güneşli bir bahçeden… Durgun bir suyun ağaçlarla dolu aynasından… Dayanacağım, diye düşündü. Uzun da olsa alışmak… Boyun eğme değildi ki hem bu, zorunlu bir katılma, gerçeğin ta kendisiydi. İşte şu erik ağacı bir ay sonra çiçek açacaktı. Şimdi bir kurt kemiriyordu gövdesini onun içini kemirir gibi aynı, ama doğanın dirimi alt edecekti onu. Yeniden bahar gelecek ve her şey çiçek açacaktı erikle birlikte. Belki biraz kırgın, biraz soluk, cılız... Olsun. Bahar gelecekti ya...
Çok geçmeden ormanın öbür ucunda birbiri arkasına
I
devrilen ağaçları, gittikçe büyüyen meydanları görünce
II
nasıl bir tehlikenin yanaştığını fark eder gibi olduk; bu
III
tehlikeyi gücümüzün yettiği kadar kendimizden uzak tutmaya çabaladık fakat ormana düşen bu yara, yavaş yavaş yayıldı, kökleşti. En eski, en büyük ağaçlar, önünde
IV
bilmeden ürperdiğimiz, ceddimizmiş gibi çekindiğimiz ihtiyar gövdeler birbiri arkasına devriliyor, çıplak meydanlar günden güne artıyordu.
V