Vakıf Demek, Medeniyet Demek - 1

Türk Kızılayı özellikle doğal afetlerden sonra afetzedelerin yıkılan
evlerinin yerine geçici olarak kalmaları için konteyner
evler yapar, sıcak yemek dağıtmak için mobil mutfaklar kurar.
Ayrıca kan bağışı kampanyaları ile ülkemizin kan ihtiyacının
karşılanmasına katkı sağlar.

Selim, insanların özellikle de gençlerin kötü alışkanlıklara
bulaşmasına çok üzülüyor. Bir ülkenin geleceği olan gençleri,
insan aklını esir alan, zamanla kanser gibi hastalıklara
neden olan bu alışkanlıklardan korumak istiyor.

Ülkemizde var olan sivil toplum kuruluşlarından birisi de Darülaceze’dir. Bu kuruluş;

Sokağa terk edilmiş 0-6 yaş grubu çocukların her türlü
ihtiyacını (barınma, yiyecek, giyecek, sağlık) karşılar.

Günlük yaşam aktivitelerini kısmen yapabilenlerin ve yapamayanların
her türlü ihtiyacını giderir.

Günümüzde tarihte vakıfların yaptığı hizmetleri vatandaşlardan
aldığı yardımlarla devam ettiren sivil toplum örgütleri bulunmaktadır.
Gönüllülük esası ile kurulup çalışan bu teşkilatlar
dernek, sendika, vakıf, mesleki kuruluş ve kooperatif gibi
isimler altında hizmet vermektedir.

♦ Osmanlı Devleti’nde sıbyan mekteplerinden medreselere
kadar tüm eğitim faaliyetleri vakıflarca sunulurdu. Vakıf
mektep ve medreselerinde ders veren hocaların maaşları
da vakıf tarafından karşılanırdı.

♦ Ülkenin her tarafında bulunan darüşşifa, bimarhane, darus-
sıhha gibi isimlerle anılan hastanelerin giderleri ve personel
ücretleri vakıflarca karşılanırdı.

Osmanlıda hemen hemen bütün şehirlerde vakıfların kurduğu ve işlettiği ticaret hanları bulunmaktaydı. Yine vakıflar aracılığı ile şehirler arası yollara, önemli stratejik mevkilere yapılan kervansaraylar sürekli işler hâlde tutularak yolcu ve tüccarlara yol güvenliği ve konaklama imkânı sağlanmıştır. Kervansarayların vakfiyelerinde kervansaraylara yerli-yabancı, hür-köle, erkek-kadın, müslim - gayrimüslim herkesin kabul edildiğini, yolcuların gıda, ilaç hatta ayakkabı ihtiyaçlarının karşılandığı ve hayvanlarına da bakıldığı belirtilmiştir. Ücretsiz hizmet sunan kervansaraylar, vakfedenlerin bıraktığı gelirlerle bu fonksiyonlarını yüzyıllar boyu sürdürmüşlerdir.

Bu bilgilerden hareketle Osmanlı Dönemi’ndeki vakıf anlayışı ile ilgili;

I. Toplumsal ihtiyaçları karşılamayı amaçlayan bir uygulamadır.
II. Ekonomik faaliyetlerin gelişmesine katkı sağlamış olan bir uygulamadır.
III. Toplumun her kesiminden insana eşit hizmet götüren ayrımcılığın yapılmadığı yerlerdir.

Şehir merkezlerinde bir cami etrafında kümelenen medrese,
imaret, çeşme, sebil, kütüphane, hastane ve bunun gibi
diğer kuruluşlardan oluşan külliyeler çok önemli yapılardı.
Bu yapıların yapılması ve yaşatılması çok büyük oranda
vakıflar ile sağlanmıştır. Vakıflar toplumun her kesimine hizmet
eden, tüm farklılıkları bir araya getirebilen kurumlandı.
Vakıflar sadece insanların değil aynı zamanda hayvanların
da beslenmelerini, tedavilerini ve barınmalarını sağlayacak
faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Vakıflar sadece halkın temel ihtiyaçlarını sağlamakla
kalmamış aynı zamanda devletin önemli görevlerini
yerine getirmesine de yardımcı olmuştur.
 

Günümüzde sivil toplum kuruluşları özellikle kitle iletişim
araçları ile sağlık, çevre, insan hakları gibi konularda insanları
bilgilendirerek toplumu belirli görüşler etrafında birleştirebilmekte
hatta toplumun istekleri doğrultusunda yönetimin
karar almasında etkili olmaktadır.