9.Sınıf: Türk Dili ve Edebiyat - 2. Ünite : Hikaye - Yapı - Teknik - Hikaye Çeşitleri - Test Soruları
TestSorular'da sadece oturum açmış öğrenciler çözdükleri testlerden puan kazanabilir.
Yok benim amacım puan toplamak değil sadece kendimi geliştirmek istiyorum diyorsan, sorular seni bekliyor.
Güvercin
Soluk soluğaydı. Kulağını demir kapıya yanaştırdı, dinledi. Hiçbir kıpırtı yoktu dışarıda. Ter içinde kalmıştı. Nicedir avuçlarında sıktığı yuvarlanmış kâğıt parçacığının terden ıslanıp yumuşadığını bildi. Yavaşça doğrulup demir kapının ortasındaki dört köşe deliğe uzandı, baktı: Kimseler yoktu dışarıda. Görebildiği, ilerdeki taş merdivenin başladığı yerdeki alacakaranlıktı. Taş basamaklar, her zamanki gibi aşağılara, bilinmez koyuluklara iniyor olmalıydı. Kapının deliğinden çekildi. Görülüp görülmediğini anlamak için bekledi. Yüreği avuçlarında atıyordu. Bir titreme geçti içinden. Yırtmamaya çalışarak özenle açmaya başladı kâğıdın yumuşak katlarını. Hamurlaşmış kâğıt, bir bez parçası gibi hışırtısız açılıverdi parmakları arasında. Mavi çizgili bir okul defterinden koparılmıştı; kurşun kalemle, büyük harflerle yazılmış iki satır yazı vardı üzerinde. İçi titreyerek okudu, inanamadı. Dünyadan, doğadan gelen ilk sesti. Dudaklarına götürdü mavi çizgili kâğıdı, öptü. Kaşlarına biriken ter bir yol bulup indi, kâğıda bulaştı dudaklarında, emilip yok oldu. Mavi çizgiler daha da koyulaştı. Bir daha okudu. Sanki ilk kez okuyordu yine. İki satırcık yazı vardı kâğıtta. Saydı: Yedi sözcüktü hepsi. Bütün harfleri saydı: Dünyadan gelen ilk haberle yüklü tam kırk sekiz harf. Bildik bir patırtıyla irkildi. Hamurlaşmış kâğıdı avucunda yuvarlayıverdi. Güvercinlerdi.
Erdal Öz
Durum (kesit) öyküsü, bir durum üzerine temellendirilen öykü türüdür. Bu öykü türünün dünya edebiyatında ilk örneklerini — ortaya koymuştur. Türk edebiyatında bu türün ilk temsilcileri — ve — .
Durum (kesit) hikâyesinin en önemli temsilcisi olarak Türk edebiyatında — , dünya edebiyatında — gösterilir. Olay hikâyesinin ise Türk edebiyatında — , dünya edebiyatında — ’dır.
I. Serim, düğüm ve çözüm disiplininden uzak hikâyelerdir.
II. Bir ân’ın, enstentanenin, hayal kırıklığının da öyküsü yazılabilir.
III. Merak öğesinin aksine gerilim, ritim, ve biçim ustalıklarıyla okur bir atmosfer içine sokulmaktadır.
IV. Hikâye hiç beklenmedik bir anda biter ve hikâyenin büyüsü okurda devam eder. V. İdealize edilmiş ya da tarihî kişilere yer verilir.
Olağanüstü bir akşamdı. İki dirhem bir çekirdek giyindim, tarandım, kokular süründüm. Bir Don Juan tavrıyla sevdiğim kızın evine gittim. Sokolniki semtindeki yazlıklardan birinde oturuyorlar. Sevdiğim kız; gençtir, güzeldir, yeterince öğrenim görmüştür. Bu satırların yazarını deli gibi sever. Sokolniki’ye vardığımda onu parkta oturur buldum. - Çok katı yüreksiniz! dedi. Bu kadar gecikilir mi? Biliyorsunuz beklemekten çok sıkılırım, dedi.
(Anton Çehov)
Gerçekten parça parça yazılıp okunabilen, kopya edilmesi ve dinlenince anlaşılması kolay olan, güçlük çekmeden hatırlanıp tekrarlanabilen “küçük hikâye” çeşidi 14. yüzyılda örneklerini vermiştir. İtalya’da — Decameron adlı yapıtıyla vermiştir. Bu eser veba salgınından kaçan on kişinin uzak bir yerde kır evinde birbirlerine anlattıkları mizahi, acıklı hikâyelerden oluşmaktadır.
Havva üç gündür hasta. Ne yaptıksa kâr etmedi. Doktor da -adını unuttum- bir şey, dedi. Yanına yaklaşamayacakmışız. Allah korusun, yanına yaklaşırsak ölürmüşüz. Neyse onu kömürlüğün yanındaki odaya koydular. Ben, yasak olmasına rağmen penceremden odasını izliyorum. Arada da kaçıp yanına gidiyorum
I. Sait Faik Abasıyanık
II. Olay hikâyesi
III. Decameron
IV. Letaif-i Rivayât